Panaromik Fotoğraf paylaşalım biraz da![]()
Bu aralar biraz daha yoğunlaşırsam bu işe daha detaylı bilgiler paylaşacağım![]()
Panaromik Fotoğraf paylaşalım biraz da![]()
Bu aralar biraz daha yoğunlaşırsam bu işe daha detaylı bilgiler paylaşacağım![]()
konu gerçekden çok güzel oldu okudukça kafamda daha çok canlanıyo . çoğu filmi ve belgeseli izledim bazı sahneler ve mutasyon kısımları abartmasalar iyiymiş. karga sekmez hakkında bilgi verecek varmı gerçekden çok merak ettım
bu kargasekmez olayını hayal meyal hatırlıyorum da uvvvvvvv, hiç hatırlamayalım daha iyi![]()
Öküz 40 yaşına da gelse öküzdür, zekanın mantığın derecesi yaş ilerledikçe artmıyor
abi böyle diyonuz merak ediyoz işte herkesin başından geçmiştir böyle korkunç mevzular benim değil ama tatile gittiğimiz yerde ki kadının başından her gece geçen bi olay var oda baya ürkütüyor insanı şahit olanlarda var üstelik
düşünmedim değil abi. ama ben makara yapmıyorum. ustunden belkı 7-8 sene geçti. ben o zamanlar kücügüm bursaya gittik iznik gölünün hemen yanındayız orda babamın bı arkadasının evınde kalıyoruz. almancılar falan vardı gölle aralarında 10m var. kadının cocugu karşıdan karşıya geçerken tır çarpıyo ve göle uçuyo. arama kurtarma gölü talan etmiş ama bulamamışlar. cocugu gecelerı eve gırerken basket topunu yere vura vura gelirmiş ve arka kapıdan girermiş hep. bu arada evde baba yok sadece gönül teyze ve kaybolan oglu beraber yaşıyolarmış. geceleri arka kapıdan basket topunu vura vura gelirmiş yatağa girermiş ve annesi nefesini hissediyomuş. döndügünde ise hiç bişey göremiyomuş inanmamışlar geceligin yatağa girmişler onun yerıne korkudan kaçanlar falan olmuş
abi bilmiyorum artık ne kadar gerçek ne kadar yanlış üstünden çok sene geçti ama köylüler o kadından uzak duruyodu cogu korkuyodu ama bahsettıgım gıbı onun yerıne girmişler yatağa her gece aynı saatde oluyomuş olay
evet son hikayeden sonra takipçi sayısı arttıbaşka bi başlık iyi olabilir ama her kafadan bi hikaye çıkarsa kimse etkilenmez gibime geliyor
![]()
abi ben tamamen bildiğimi ve duydugumu yazdım hiç bi şekilde abartmıyorum hatta o zaman gazeteye falan bile çıkmış bursada oturanlar biliyo olabilirler çocuk bulunamamış
KARGASEKMEZİ (Korkanlar okumasın)
Olay, Ankara Kızılcahamam’da geçiyor… 196O’lı yıllar, Kızılcahamam’ı Ankara’ya bağlayan yol o zamanlar daracık, kambur kumbur ve iki yanı uçurumlarla çevrili. Taşıtların zorlukla yol aldıkları ve insanların korkudan ağızlarının yüreklerine geldiği bir bölge. En tehlikeli virajının adı da; Kargasekmez.
Gece yarısını biraz geçmiş. Eski o ‘burunlu’ otobüslerden biri, 30-35 yolcusuyla ağır ağır ilerlemekte. Yağmur olanca şiddeti ile yağıyor. Şimşeklerin aydınlattığı çevrede ne bir ev, ne bir insan... Dağ köyleri uzakta kalmış, tek tük ışıklarından anlıyorsunuz.
Otobüsün görüş mesafesi neredeyse sıfır bu arada. Şoför (40 yaşlarında filan) birden frene basıyor. Otobüs bir iki silkeleniyor ve duruyor. Asfaltın ortasında elinde ağaç dalından değneği ile kendisine bir şeyler anlatmaya çalışan yaşlı adamı görüyor. Araçtaki yolcular da uyanıyorlar.
Hemen ön kapı açılıyor. Yaşlı adam kapıdan kafasını uzatıyor, “Hayır ben gelmeyeceğim. Sizden bir şey isteyebilir miyim? Biraz bekler misiniz? Ben, hemen şu tepenin arkasındaki köydenim. Gelinim doğum yapacak sancısı tuttu. Ebe kadın 'hastaneye gitmezse ölür' dedi. Biraz beklerseniz gidip getireyim. Oğlum da askerde” diyor. Sonra ekliyor “Allah rızası için!”
Şoför kendi kendine tekrarlıyor adamın lafını… “Allah rızası için!”. Dönüp arkasındaki yolculara bakıyor, ‘Ne dersiniz bekleyelim mi’ gibilerinden. Yolcular “Tabii canım yazıktır kızcağıza” diyor. Yaşlı adam gülümsüyor, dualar ederek hızlı adımlarla yürüyüp tepenin arkasında gözden kayboluyor.
Aradan 15 dakika geçiyor. Yağmur olanca şiddeti ile yağdığından yolcular dışarı bile çıkamıyorlar. Kimisi yeniden uyuklamaya başlıyor. Otobüsün solgun iç lambası, bazı sabırsız insanların yüzünü aydınlatıyor. Bu arada şoför de başını direksiyona koymuş, fırsattan istifade biraz kestirecek. Yarım saat geçiyor ne gelen var, ne giden. Yolcular artık kendi aralarında söylenmeye başlamış; “Hadi geç kalıyoruz, daha kaç saat yol gideceğiz”, “Doğru ne bekliyoruz”, “Belki gelin kız doğurmuştur”, “Uyandırın şu şoförü de yola revan olalım…”
Ön sırada oturan gençten biri, şoförün omzuna dokunuyor, “Hadi ahbap kalk da gidelim bunların geleceği yok” diyor. Ama adam uyanmıyor. Biraz daha dürtüyor, şoförde yine kıpırtı yok. Kalkıp yanına gidiyor ve biraz kuvvetle sarsıyor. O sırada adamın başı, dayadığı kollarından yavaşça yana doğru kayıyor. Genç, bir çığlık atıyor. Yolcular koşup geliyorlar öne. Şoförün gözleri açık, cam gibi donuk bakmakta. Zavallı oracıkta, az önce geçirdiği kalp krizinden ölmüş.
Kargasekmez o yılların en fazla kaza olan tepesi. Dağın en ucu. Dar ve virajlı yollarında gözünüzü dört açsanız bile her an yamaçlara yuvarlanmanız işten bile değil. Zavallı şoför kalp krizine, araba hareket halindeyken yakalansa, tüm yolcularla birlikte otobüsün uçuruma yuvarlanması kaçınılmaz. Yaşlı adamın önlerine çıkması belli ki Allah’ın bir lütfu.
Bir yıl sonra...
O otobüsün yolcularından biri, Kargasekmez sırtlarında bir köye yolu düşer. Köydeki insanlara ‘o gece otobüsün yolunu kesen yaşlı adamı’ sorar. Adamı tarif eder ve doğum yapacak gelininden söz eder… Köyün en yaşlı en bilge dedesi derin bir iç geçirir ve gülümser, “Ha” der, “O mu, sen bizim evliya dedemizi anlatırsın. O buralarda, 200 yıl önce yaşamış. Ama hepimiz bilir tanırız. Kim zor durumdaysa ona görünür bir şekilde, yardım eder. İnsanların canını kurtarır. Belli ki o şoför kalp krizi geçirecekmiş ve hepiniz ölecektiniz. Sizi de kurtarmış. Sonra gözleri ufka dalar yaşlı adamın, gülümser, Gelini doğuruyormuş ha! Ne de güzel hikaye bulmuş yine!”
- Konu amacını aşmasın beyler, Gece şirketteyiz calışıyoruz biz. Kapı acılıyo içeri giri felan hayırdır lan![]()
#KGdetanirlar
abi böyle bi konuya ihityac var gercekden ben açarım ama mod abiler amcalar ateş ediyo sonra üstüme![]()
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)