Bu konunun 3. ve 4. sayfalarında yazıyor. Mutlaka okumuşsundur.
Yorum yazdığın olayın direkt içindeydin, an be an yaşadın, gözlerinle gördün ve yorum yapıyorsun diye anlıyorum bu cümlenden.........
Printable View
Suadiye S virajında oturmaya başladığımızda sene 1990 dı. 2007 ye kadar 17 sene oturdum orda. Yani sahil yolunun yapılmasından itibaren iyi bilirim. Tikenin önündeki trafik ışıklarından azk virajına kadar trafik ışıkları olmadığı zamanlardan bahsediyorum, yani yarış pistinden farkı yoktu. Ozaman da gazlayan vardı, viraj yapan vardı şimdide var. Bunun rolling ile forum ile ilgisi yok. Babamda bağdat caddesinde büyümüş, onlarda Fenerbahçede ağaçtan ağaca kalkış yaparmış. Yani işin özeti erkek ve otomobil olduğu sürece bunlar hep var olucak. Değişen tek şey arabalar ama her genç jenerasyon bunları yaptı ve yapacak. Eskiden Renault Flash S ler ile yapanlar 106 Gti ile yapanlar şimdi Scirocco ile yapıyorlar, bir genç nesil yetişiyor ESP sayesinde, eskiler okadar şanslı değildi.
Bunun çözümüyse basit. Bağdat Caddesi İstanbulun en önemli merkezlerinden. Sahil yoluna ve Bağdat Caddesine Bostancıdan Kadıköye kadar her ışıkta koyulacak kamera ile oluşturulacak bir hız koridoru. Ve sahil yolundaki S virajına mobese eds dahil envai çeşit kamera ile her gece oraya gelen araçlara kameradan cam filmi tesisat vs 1 hafta boyunca ceza kesmek, 2. hafta orda kimse kalmaz. Boşuna 18 tane asayiş ile her haftasonu orayı basmanın, herkesin ezberlediği yerlere çevirme kurmanın hiçbir manası yok. Bağdat Caddesindeki Erdem ve Selinin vefat ettiği Turbo Baran kazasından sonra çok sıkı denetimlere başlamışlardı, insanlar arabalarını saklamıştı, bu 2 günde art arda gerçekleşen ölümlü kazadan sonrada yine aynı şey olacak. Ama söylediklerim yapılmadıkça çevirme ile ceza kesme ile bunun önüne geçilemez.
http://www.techturkey.com/forum/sohb...de-kaza-4.html
ilk 3 mesajı okuman yeterli sanırım yorum yapmana......
Bizim için canımız malımızdan mutlaka daha kıymetli ama maddi durumu olmayan, gerçekten yiyecek ekmek parası dahi olmayan adam için böyle olmuyor ne yazık ki. Ama dediklerine de katılıyorum. Belki orada yatmıyor olsaydı, şuan ailesine ekmek parasını götürebilecekti. O adamın orada yatmasını sorgulamaktansa, onu orada yatıran düzende ve sistemde kabahati aramamız gerekiyor.
keşke kanada,isveç fln gibi ülkelerdeki sistemi getirseler buraya.
orada kasko arabaya ve değerine göre değil, kişiye,siciline göre,yaşına göre ve en son arabasına göre belirlenir.
genel 30 yaşı üstü halk bir spor araba olan camaroya kasko yapacak ise aylık 150 dolar öder ama 25 yaşının altında birisi aynı araca hiç ceza yememişse bile aylık 600-700 dolar öder.
eğer ceza yerse ufak ceza bile olsa o çıkar 900e, eğer iyice tehlikeli bir sakat durum yaşatıysa 3 sene ehliyeti alınır
ve kasko kişiden kişiye geçemez 30 yaşının altında kimse babasının arabsına binip gezemez kendi kaskosu şart.
ordaki sistem gelsinde yiyorsa binsinler roccolara ve pati pati gezsinler görim emin olun ne hız tuzakları, ne son teknoloji flashlara, nede uzay çağı kameralara gerek var sistem yeteri kadar caydırıcı olsun yeter emin olun buna.
bugün sistem çalışmasa erkek dediğin yaratık önüne gelen her karıya yan gözle bakmakla kalmaz işini görmeye çalışırdı nasılki sistem bunun gibi ciddi bir içgüdümüzü kontrol ettiyse iki el fren yapacam içgüdüsünü hayli hayli kontrol eder.
bakınız avrupadaki ileri olan ülkelerde o 20li yaşlardakiler bizim 1000de birimizi yapamıyor ama onlarda insan,erkek ve araba değilmi?
Belli risk grubundaki araçlar ve belli yaşın altındaysa araç sahibi, kasko fiyatı burada da pahalı çıkıyor ama onun çözümü basit.
Arabayı anne ya da babası üzerine yapıyorlar oluyor bitiyor..
Benim mesajıma istinaden cevap vermişsiniz heralde. O söylediğiniz insurance sisteminin Türkiye'de geçerli olması hiçbirşeyi değiştirmez. Çünkü Türk insanı götüne don almaz ama arabasına para harcar. Özelliklede sonradan görme zenginler için lüks otomobil bir sınıf göstergesidir. O yüzden aylık 1000 lirada olsa o kaskoyu öder çocuğuna istediği arabayı alır. Ama sorun alınan hızlı arabalardan kaynaklanmıyor. Çünkü trafikte terör estiren, makas atan, el freni çekip yanlamaya çalışan araçlar o insurance sisteminde en son sınıfa girer.
Bu işin modifiyeli hızlı araç ile lüks otomobil ilgisi yok. Trafikte saçma sapan giden otomobillerin çoğu kiralık filo araçları, şirket araçları yani o sistem burda işlemez. Söylediğim bölge için hız koridoru uygulamasıda çok çok güzel iş yapar.
ışıgı kaldırıp, 100 200 metrede bir hendek boyunda su minik olmayan arabanın orasını burası kepaze etmeyen asfalt tümseklerden yapsınlar kimse istesede basamaz
http://www.hatayinternettv.com/wp-co...pg&w=632&h=300
Sivil polis olacak, sorun çözülecek.
Bağdat caddesinde 5-6 sivil araba olacak, biri salak saçma mı gidiyor, durdurup cezayı yazacak. Arabalar ayda 1 değişecek ki mimlenmesin.
Minibüsler için müşteri gibi binecek ilk duruktan. Son durağa kadar tüm hatalı kayıt edecek, son durakta toplam cezayı yazacak.
İnsanların ne yazık ki korkması lazım bu memlekette kurallara uyması için......
hocam söylediğiniz insurance sistemi olan kanadada 23 sene kaldım, torontoda doğdum büyüdüm emin olun orada her ırktan insan var ruslar olsun gürcüler olsun İtalyanlar,ispanyollar, Portekizliler ya bizim kadar uçuklar yada beterler şoförlük anlamında.
para deseniz burdakinden daha kolay elde ediliyor ve arabalar muazzam dercede daha ucuz ve daha güçlü.
peki sonuç?
gayetde güzel zapedilmiş durumlar be arkadaşım.
bugün babanız 1000tllik kaskonuz ödedi hadi o ok, ya 3üncü ceza geldiğinde, yada ölüme sebebiyet verecek riskli ceza aldığınızda ve ehliyetinizi 3-6 yıl arası kaybedip ehliyetsiz yakalandığınızda 5 yıl hapis aldığınızda napacaksınız?
yanlış anlamayın ama ne mangal yürekli bağdat afacanı gördüm ben torontoda altına s2000 çekecem hevesi ile gelip 4 kapı 1990 model ford taurusa saatde 110kmyi 2km aşmaaya götü yemeden süren :)
emin ol sistemdir bunun çaresi , memleket teksasa döner herkes kendini cowboy sanarsa yapacak tek şey sistemi yeniden elden geçirmektir ama maalesef bizim politikatmızın hepsi para üzerine kurulu can'a göre değil :(
Birlikte büyüdüğüm iki arkadaşımdan biri Kanada Ottowada bir diğeri İngilterede ikiside insurance sisteminin olduğu yerde yaşıyor ve ne ilginçtirki S2000 çekicem hevesi ile gidip altına 20 yaşında S2000 çekmekle kalmadı birde üstüne turbo setup yaptı ve pistte değil gece otobanda illegal olarak gazlıyor. Yani yapmak istedikten sonra bu işin ırkı yeri falan yok size denk gelmemiş diyelim. Sektöre bukadar aftermarket parçayı üreten ülkelerin hepsi o araçları pistte kullanmıyor. :)
Benimde bahsettiğim zaten ''sistem'' aynı şeyden bahsediyoruz ama 23 sene orda kaldığınız için olsa gerek burdaki işleyiş ve anlayış ile sizin söylediğiniz şekil tek başına yeterli değil.
Benim çözümüm hız koridorları ve kamera sistemleri, size göreyse insurance sistemi.
Eğer insurance sistemi tek başına yeterli olsaydı İngilterede yollarda hız kameraları olmazdı.
Söylediğiniz insurance sisteminde babası 1 ay ödedi diyorsunuz sonra ceza geldiğinde diyorsunuz, acaba Türkiye'de ceza kesicek düzenli olarak rutin kontrol yapıcak bir mekanizma varmı?
Türkiye'de artık trafik polisinin görevi Cumhurbaşkanı Başbakan geçerken yol kesmek ondan arta kalan zamanlarındada emniyet şeridinde durup trafikte emniyet şeridine girenlere ceza kesmek.
Yani benim söylediğim sistem polise veya her ay araba değiştirmek zorunda kalan sivil memura gerek duymadan herkesin haberi olup gaza bastığı anda ceza yiyeceğini bileceği kamera sistemi.
Ayrıca bunun bir diğer faydasıda cadde boyunca sağ şeride park etmiş araçlar için olucaktır.
Anlamanız için bir örnek vereyim. Gebze ile Çamlıca gişeleri arasında hız kameraları konduğu artık gişeden giriş çıkış süreleri baz alınarak ortalama hıza göre 120 km (%10 132 km) üzerinde ise otomatik olarak plakaya ceza kesilicek.
Bu sistem ile kaç kişi o güzergahta o süratin üzerine çıkacak ?
Birde sizin insurance sistemi ile düşünelim, adam istediği gibi hız yapacak fakat denetleyecek bir polis veya radar sistemi olmadığı sürece ceza yemeyecek.
Ölen adama yazık olmuş, Allah rahmet eylesin. Hiç sanmıyorum ama umuyorum kazanın sorumlusu en kısa zamanda gereken şekilde cezalandırılır.
İstediğiniz kadar kural getirin istediğiniz kadar ceza getirin ehliyetini alın birşey değiştiremezsiniz. Olay insanları eğitmekte, insanlar cahil malesef (üniversite bitirmekten bahsetmiyorum, yüksek lisans mezunu olup cahil olan insan da çok var doktor olup cahil olanda ya da sahil kasabasında balıkçı olup cahil olmayan da) Avrupa'da güçlü hızlı vs araçlara ulaşmak Türkiye'ye göre çok daha kolay kim ne derse desin, alım güçleri inanılmaz yüksek bize göre. Gel gör ki bu tarz olaylar hemen hemen hiç yaşanmıyor denecek kadar az. Durum malesef sadece insanların ceza yemekten korkmasından ileri gelmiyor. Bir takım değerler var öğretilmiş, insan canı herşeyden önce geliyor. Bireyler hem kendi canlarının hem başkalarının canlarının bilincindeler. Rica ediyorum yurt dışından parçalanmış araç kazası haberi atılmasın bu post alıntı yapılıp. Elbette her yerde oluyor kaza, elbette her memlekette aşırı hız, sürücü hatasından oluyor kazalar. Ama Türkiye'de olduğu kadar sık, göz göre göre olmuyor. Ben mi yanlışım yoksa defalarca "alkolden ehliyet kaptırmak, ehliyetsiz araç kullanmak" şeklinde konuların dahi rahat rahat açıldığı forum bura değil mi? Demem o ki bu olayların sebebi bizleriz, hem kendi cahilliğimiz hem çevremizdeki cahilliği engellemeyişimiz.
Bizim milletin cebinden parasını alacaksın bir şeyleri önlemek için.
Afedersiniz ama heyvan gibi cezalar olmalı ki anca önüne geçeriz.
Örn: Bazı yerlerde radar cezası yemekten korkmasam yara yara giderim mesela... Yalan yok.
Radar mı var? -Plakayı sansürleriz
Polis mi var? -Rüşvet veririz
Sigorta mı? -Ananeler, dedeler ne güne duruyor
Set mi var? -Kamyonlar ve tırlar zamanla çökertir gazlarız yine
Hertürlü bir yolunu bulur Türk milleti
Olaydan bağımsız iki gişe arasındaki hızı hesaplamak için kameraya gerek yok. Zaten siz gişeden girdiniz anda salise hassasiyetinde log alıyor. Sistem üzerinde ortalama ölçmek kolay bir yazılımla yaparsınız. Anlık ölçüm için kamera var muhtemelen caydırıcılığı tartışılır. Kimse ölmesin artık, insanlar saçma sapan yanlamasın giden geri gelmiyor.