komedi önerisi olan var mı? hakkını verecek bir komedi
komedi önerisi olan var mı? hakkını verecek bir komedi
Süper bi komedi değil ama eğlenceli ve oyuncu kadrosu için bile izlenilcek bi film.
Not : müstehcen sahneler var aile ile izlenmez
Dr.Ecu
Takip etmesi biraz zor, sonu tahmin edilemez ve konusu güzel bir film. Ben beğendim bu tarz filmler sevdiğim için. Ya seversin ya nefret edersin tarzı bir film diyebilirim.tool Nickli Üyeden Alıntı
asagidaki film hakkinda ne dusunuyorsun, konuyu mok etmisler gibi geldi
Trance Movie Trailer (Danny Boyle - 2013) - YouTube
Bu arada kaliteli komedi filmi izlemek isteyenlere tavsiyem, Clear History. Kadrosu ve konusu çok iyi. Tavsiye ederim.
http://www.imdb.com/title/tt2279864/?ref_=nv_sr_1
http://www.youtube.com/watch?v=RfDQSVPVN4Y
alıntıya HAYIR...
hehe biliyorum , inception ada görsel olarak bayıldım ama konu olarak yordu biraz beni. Dün Prisoners ı izledim.Deyim yerindeyse uzun zamandır bu kadar uzun süreli bir film izleyip sıkılmadım.Tam sevdiğim tarz yagmurlu kasvetli amerikan havası , kaçırılan 2 küçük kız , katilin peşinde bir dedektif ve kızlarını bulmaya çalışan bir baba.Oyunculuklar atmosfer muhteşemdi... İmdb 8.1 almış izlemeyen varsa bu tür seviyorsa hiç kaçırmasınspoyler vermeden diyorumki;
inception terk
Rotary.. because we dont need many liters to kick u'r ass..
Korkusitesi nin her sene yaptıgı korku ödülleri 2013 açıklandı
En İyi Film Adayları
El Cuerpo, Evil Dead, John Dies At the Ends, Mama, Maniac, Modus Anomali, Stoker, The Conjuring, The Lords of Salem, V/H/S/2
Korku sineması bakımından oldukça bereketli bir yıldı 2013. Haliyle en iyi filmi belirlemek kolay bir karar olmadı. Adaylar arasında öne çıkan filmlerden The Lords of Salem, Rob Zombie sinemasının en başarılı örneklerinden biri olsa da rakipleri karşısında direnecek kudrette olmadığına kanaat getirdik son düzlükte. Birinciliğe oynayan bir diğer film V/H/S/2 ise şaha kalktığı üçüncü bölümündeki etkiyi diğer bölümlerine yeterince taşıyamamasına kurban gitti diyebiliriz. Bu iki filmi elediğimize göre yılın en iyi filmi seçimimizi tahmin ediyor olmalısınız: The Conjuring.
Son yılların gerilim filmlerinde sıkça karşımıza çıkmaya başlayan “hayalet avcısı” bir ekibi, geleneksel korku filmi motiflerine boca eden James Wan hepimizin bildiği bir suda yüzerek kısmen riskli bir işe girişti; ancak ne mutlu ki bu girişim gönül rahatlığıyla hem “korkunç” hem “iyi” film diyebileceğimiz bir sonuçla nihayetlendi. 1970’lerde geçen öyküsüyle retro bir korku atmosferi sunan The Conjuring’in belki de en güzel tarafı, merkezine aldığı hayaletli evi korkuya bularken dümeni abartılı efekt kullanımına kırmamasıydı. James Wan bir daha korku filmi yönetmeyeceğini açıklayarak kalbimizi fena kırdı o ayrı…
En İyi Yönetmen Adayları
Evil Dead (Fede Alvarez), Maniac (Franck Khalfoun), Passion (Brian De Palma), The Conjuring (James Wan), The Lords of Salem (Rom Zombie)
Bu filmin başarısında rol alan birçok faktör var ama bize sorarsanız bunların en başında yönetmenlik becerisi geliyor. Franck Khalfoun “point of view” kullanımıyla izleyiciyi, işlenen cinayetlerin birinci dereceden tanığı haline getirirken ne hissettirmek istediğini son derece iyi biliyor. Korku sinemasına, Aja’nın yıldızını parlatan ve hala üstüne çıkamadığı filmi Haute Tension’da oyunculuk yaparak giriş yapan yönetmenin maharetli kamerası önümüzdeki yıllarda bizlere yepyeni kabuslar sunacağa benziyor.
En İyi Senaryo Adayları
El Cuerpo, John Dies At the Ends, Modus Anomali, Stoker, V/H/S/2
Kategorideki çekişme iki önemli film arasında gerçekleşti. İlk film, sinema çevrelerince hak ettiği ilgiye bir türlü ulaşamamış olan, kelimenin tam anlamıyla kafa açıcı niteliklerle bezeli John Dies At The End’in; David Wong’un öyküsünden, Don Coscorelli dokunuşlarıyla perdeye taşınmış öyküsü… Diğeriyse, sinema için makyajladığı ilk uzun metrajlı filmiyle, kelimenin tam anlamıyla hem kadrajına hem de kalemine başarılı bir rota çizdirmeyi başarmış olan Orion Paulo imzalı El Cuerpo / Ceset’ti… Aslında her iki öykünün kalemini ayrıca ödüllendirmek gerekir. Eğer bir ayrım yapmamız gerekirse John Dies At The End için ayrıca parantez açarak, onur ödülü kıvamında ‘en yaratıcı senaryo’ madalyası verebiliriz. Fakat Paulo’nun akademik arenayı taşınması gereken, hiçbir şekilde sekmeyen ve ekseriyette sarkmayan senaryosuyla izleyiciyi koltuğuna mıhlayan öyküsü; bu kategori altındaki didişmeden alnının akıyla sıyrılan isim oluyor!
En İyi Erkek Oyuncu Adayları
El Cuerpo (Jose Coronado), Maniac (Elijah Wood), Modus Anomali (Rio Dwanto), Open Grave (Sharlto Copley), Stoker (Matthew Goode)
Maniac remake’inde, orijinal filmdeki seri katilin tam aksi; minyon, naif ve kısmen efemine katil profiliyle taraflı tarafsız herkesin takdirini toplayan Elijah Wood, bu şaşırtıcı performansıyla en iyi erkek oyuncu kategorisinin açık ara galibi oldu. Lord of The Rings serisiyle ünlenen oyuncuyu 2014’te iki yeni gerilim filminde daha izleyeceğiz.
En İyi Kadın Oyuncu Adayları
El Cuerpo (Belen Rueda), American Mary (Katharine Isabelle), Stoker (Mia Wasikowska), Stoker (Nicole Kidman), The Seasoning House (Rosie Day)
Park Chan Wook filmografisindeki soğuk ve şok edici etkiyi Amerikan topraklarına taşırken en büyük desteği başrol oyuncusundan gördü bize kalırsa. Şüphe ve nefret duygularıyla dolup taşan India karakterinin altını hem fiziksel olarak hem de oyun gücüyle başarıyla dolduran Mia Wasikowska bu yıl onunla rekabet edebilecek kalibrede bir kadın oyuncu performansının olmamasından da faydalanarak en iyi kadın oyuncu ödülümüzün sahibi oldu.
En İyi Remake Adayları
Evil Dead, Maniac, Mama, Passion, We Are What We Are
Söz yeniden çevrimlerden açıldığında yapımcıların en çok musallat oldukları tür olarak adlandırabiliriz korku sinemasını. Türün sevdalıları olarak bu durumdan şikâyetçi olsak da bu sene izlediğimiz yeniden çevrimlerin bu konuda yeni bir standart belirlediğini söyleyebiliriz. Uzun zamandır yolunu gözlediğimiz güzellikteki seri katil hikayesiyle ve hunharca işlenen cinayetleriyle bizleri mest etmesini bilen Maniac, Sam Raimi’nin kült filmi Evil Dead’e bambaşka bir üslupla ve karakter profilleriyle yaklaşan Evil Dead’ı kıl payı geride bırakıp en iyi remake ödülünü aldı götürdü.
En İyi Görsel Efekt Adayları
Mama, The Conjuring, The Lords of Salem, World War Z, V/H/S/2
Neredeyse her yıl ‘parayı bastıran’ yapımın kucaklayıp götürdüğü bu ödül, nihayetinde makus talihini yenebilmeyi başardı.
Kimilerine göre, kabızlık sürecine yavaş yavaş girmeye başlayan zombi öykülerine yeni bir soluk üfleyen, kimilerine göreyse sığ bir zombi filminin beş kat fazla badanalanmış hali olarak nitelendirilen World War Z’nin görsel gücünü hiç birimiz inkar etmesek de V/H/S/2 gibisinden ayrıksı bir yapımın, mockumentary konseptine yedirilmiş başarılı görselliğini görmezden gelebilmek hiç de mümkün değildi!
Bu kategoride ipi göğüsleyen V/H/S/2, görsellik konusundaki en önemli kıstasın devasa bütçeler olmayacağını, küçük yaratıcı dokunuşların da çoğu zaman izleyiciyi şok edecek görsel tatlara tuz biber olacağını en kısa yoldan kanıtlaması sebebiyle rakiplerini saha dışına itmiş oldu! Son zamanlarda kaç tane nitelikli korku filmi sizlere ‘nasıl yani?’ sorusunu bu kadar sık sordurmuş olabilir ki?
En İyi Makyaj Adayları
All Hallows’ Eve, Evil Dead, Maniac, The Seasoning House, V/H/S/2
Korku sinemasının demirbaş unsurlarından biri olan makyaj kategorisi, gariptir ki sinemasal cüssesine rağmen, tam anlamıyla zımba gibi birkaç örnek dışında pek de vurucu adaylar çıkarmadı bu yıl karşımıza. Eh! Değişen ve gelişen dijital teknolojiler yüzünden yavaş yavaş organik bir detay işçiliği olmaktan çıkmaya başlayan makyaj unsurunu elini yüzüne bulaştırmayan aday sayısı da doğal olarak azalmış oldu!
Maniac ve Open Grave’in dozunda makyaj kullanımı, All Hallow’s Eve’in sanat yönetimini bütünleyen renk paleti ya da V/H/S 2’de karşımıza çıkan ayrıksı teknikler ayrı ayrı takdiri hak etseler de; kategorinin galibi, yılın tartışmalı yapımlarından biri olan Evil Dead oldu! Elbette Raimi’nin mahsulü kadar yaratıcı çözüm yollarından mustarip bir işçiliğe sahip değildi, hatta ve hatta makyaj konseptine iyiden iyiye dadanan dijital müdahaleye kusursuz bir örnek teşkil ediyordu… Diğer taraftan da bu iki konseptin evliliğinin zaman zaman göz okşayan işlere de kapı açacağının açık kanıtıydı. Tam da bu sebeple kategoride ipi göğüsleyen yapım oldu!
En İyi Müzik Adayları
All Hallows’ Eve, Maniac, V/H/S/2, Stoker, The Lords of Salem
Bol bol yaylıların kullanıldığı, efekt gibi işleyen kompozisyonlar müzik kategorisinde Korku Sitesi için belirleyici bir etken değil. Geçen sene Ruhlar Oteli‘nin ödül almasında hem fikir olduğumuz husus, müziğin görsellikle birleşiminde adeta kompozisyonun bir görsellik yaratmasıydı. Ruhlar Oteli‘nde yer alan kompozisyonları görsellik olmadan dinlemek daha keyifliydi hatta… Bu sene The Lords of Salem‘ın müzik kategorisinde ödül almasının sebebi sadece The Lords temasının bizi de filmdeki gibi etkisi altına alması değil, aynı zamanda The Velvet Underground gibi hayranı olduğumuz grupların da kült statüsünde filmin içine yedirilip adeta The Lords teması gibi bir işlevsellik kazanmasıydı. Eserin içinde gördüğümüz Leviathan The Fleeing Serpent ise… film için düşünülmüş kurgusal bir black metal grubuydu ve filmde özgün müziği başka bir kurmacanın içinde sunuşuyla bizi resmen bu grubun var olduğuna inandırdı.
En İyi Kısa Film Adayları
Baskın, Cargo, M is for Malnutrition, M is for Matador, One Last Dive
Kısa filmciler her geçen yıl korku türüne daha çok rağbet gösteriyor ve tek bir sahneyle bile efsaneleşebilen bu türü daha büyük bir özenle yansıtıyorlar kadrajlarına. Adaylarımızdan anlaşılacağı üzere birbirinden yetenekli ellerden çıkma birbirinden başarılı kısa metraj korku filmleri vardı karşımızda bu yıl. Tek şanssızlıkları, bu konudaki rüştünü uzun zaman önce ispat eden Can Evrenol’un Baskın’ıyla aynı yıla denk gelmekti belki.
Niceliksel artışını niteliğe bir türlü vuramayan korku filmlerinin cirit attığı ulusal sinemamızda hayalini kuramayacağız türden bir atmosfer kurgulayan yönetmenin başarılı makyaj çalışmalarıyla ve sanat yönetmenliğiyle güçlenen filmi türün severleri için gerçek bir şölendi. Tamamlanma süreci ülke gündemine rast gelen hikayesi ise filme bambaşka bir boyut kazandırdı desek yeridir. Geçtiğimiz yıl pek çok saygın festivale konuk olan Baskın, 1998 yılından bu yana yerli sinema örneklerini ödüllendiren SİYAD Ödülleri’ne en iyi kısa film kategorisinde aday gösterilen ilk korku filmi unvanına sahip… Kaçıranlar ve yeniden izlemek isteyenler için filmin 13. Uluslararası !f İstanbul Bağımsız Film Festivali‘’nin Üç Renk başlıklı bölümünde gösterileceğini ekleyelim.
En Kötü Adam Adayları
Maniac (Frank), Modus Anomali (John Evans), No One Lives (Driver), All Hallow’s Eve (Art the Clown), V/H/S/2 (Father – Epy Kusnandar)
Korku sinemasının olmazsa olmaz unsurlarından olan kötü karakterler zaman zaman filmlerin önüne geçecek kadar büyürler izleyicinin gözünde. Bir filmin bilinirliğindeki, kültleşmesindeki rolleri kritiktir. Karakter yaratımındaki inceliklerin amade olmak zorunda olduğu “villain”lerin hafızalara kazınacak güce ve özgünlüğe eriştirilmesi her babayiğidin harcı değildir haliyle. Neyse ki senaristler bu konuda yüzümüzü güldürmeyi başardı bu yıl.
Bu kategoride aday gösterdiğimiz tüm filmler kötü karakterlerini başrole taşımalarıyla dikkat çekti. Başlı başına bir “villain” filmi olan Maniac; değerini büyük oranda kötü karakterlerine borçlu olan Modus Anomali ve No One Lives filmleri bu anlamda başarılı temsiller sundular bize. Ancak uzun yıllar kulaklarını çınlatılacağımızı düşündüğümüz iki karakter vardı ki aralarında seçim yapma sürecinde onlarla yeniden yüzleşmek zorunda kalmak bile sinirlerimizi alt üst etmeye yetti. Pennywise’tan kalma palyaço fobisini yeniden başımıza musallat eden All Hallows’ Eve’in Art the Clown’uydu bunlardan biri… Diğeri ise liderliğini yaptığı hasta ötesi tarikatla gerçek anlamda kanımızı donduran V/H/S/2’nin “Father”ı… En nihayetinde Father’ın çatısı altına girmektense Art the Clown’la ölüm oyunu oynamaya razı geleceğimize karar verdik.
n Kötü Film Adayları
Apartment 1303, Carrie, Dabbe: Bir Cin Çarpması, İblisin Oğlu: 13.Vahşet, Şeytani Racim
Aday gösterilen diğer filmlerle arasında bariz bir sınıf farkı olsa da yarattığı beklentiyi ve bütçesini göz önünde bulundurunca seçimimizin, mezarından bir kez daha hortlatılan Carrie olması şaşırtıcı olmasa gerek. Zira türün başyapıtları arasında sonsuza dek anılacağı su götürmez olan 1976 tarihli orijinal filmin güzelim ucubesini, hâlihazırda huzur içinde yatmadığını bildiğimiz mezarında ters döndürecek kadar kötü, özensiz, ruhsuz ve ticari bir yeniden çevrimdi bu. Ne diyelim, keşke biri de çıkıp Kimberly Peirce’i “They’re all gonna laugh at you!* diye uyarsaymış.
*Herkes seninle alay edecek! (Carrie baloya davet edildiğini söylediğinde Margaret White baloya gitmesini istemediği kızını bu sözlerle uyarır.)
En İyi Dizi Adayları
The Walking Dead, American Horror Story: Coven, Bates Motel, Dexter, Hannibal
Geçtiğimiz senenin dizi kategorisi galibi ‘American Horror Story’ bu sene de tahtını kimseye kaptırmıyor ve 3. sezonu ‘Coven’ ile senenin en iyi dizisi olmayı başarıyor! Her sezon farklı bir konuyla karşımıza çıkan dizinin bu sene ki konsepti cadılık üzerineydi. Dizi de günümüz ile 1830′lar arasında yolculuk yaparken; cadıları, cadı avcılarını, azınlıkları, köleleri, anneler ve kızlarını, cadı avına karşılık vudu büyüsünü izliyoruz.
En İyi Kitap Adayları
Anadolu Korku Öyküleri 2 (Ayşegül Nergis, Demokan Atasoy, Galip Dursun, Işın Beril Tetik, Koray Günyaşar, Mehmet Berk Yaltırık, Umut Dülger), Dr. Uyku (Stephen King), Eğlence Parkı (Stephen King), Gece Oturumları (Ken MacLeod), Kâbusname (Mehmet Cevat Yıldırım)
Ülkemizdeki korku-gerilim üretimlerindeki kıpırtıların yavaş yavaş gözlenmeye başladığı kategoride, Ayşegül Nergis, Demokan Atasoy, Galip Dursun, Işıl Beril Tetik, Koray Günyaşar, Umut Dülger ve Mehmet Berk Yaltırık’ın hikâyelerinin yer aldığı Anadolu Korku Öyküleri’nin ikinci kitabı ve Mehmet Cevat Yıldırım’ın Kabusname’si dikkat çekiyordu. Diğer yandan bu yıl kısa aralıklarla Stephen King’in Dr. Uyku ve Eğlence Parkı kitapları da dilimize çevrilerek raflardaki yerlerini aldı. Bu yıl raflarda boy gösteren en ilginç kitap ise, Ken Mcleod’un Gece Oturumları adlı orijinal bilimkurgusu oldu!
Bu kategorinin galibi, Stephen King’in Medyum (Beyazperdeye The Shining adıyla aktarıldı) kitabının devamı niteliğindeki Dr. Uyku oldu.
En İyi Çizgi Roman Adayları
Lejyon, Punisher: Başlangıç, Seyfettin Efendi, Şafak Ayazı, Thomast Ott R.I.P.
Aslına bu kategoride yer alan adayların hepsi de birbirinden dişliydi. Fabien Nury’nin, eksperimental yıkım öyküsü Lejyon, son yılların en çok kaşıntı yapan çizgi romanı Preacher’ın yaratıcı beyni Garth Ennis’in bu zamana kadar anlatılmış en kanlı Punisher öykülerinden biri olan ve girizgahta dağılan beyin kat sayısıyla, ağabeyi Preacher’ı bile kıskandıracak vahşetengiz tonlara sahip olan Punisher Max: Başlangıç, Thomas Ott’un leziz anlatımıyla süslediği R.I.P., Cem Özüduru’nun sinemasal çizgilerle bezediği Şafak Ayazı ve Devrim Kunter’in ince işçiliğinin ve sabrının ürünü olan Seyfettin Efendi… İki yerli üç yabancı çizgi cildin yer aldığı kategoriye Punisher dışında periyodik çizgi roman sokmamaya gayret ettik. Dolayısıyla bu yıl ülkemizde basılan Y: Son Erkek liste dışı kaldı.
Devrim Kunter’in ince işçiliğinin ve sabrının ürünü olan Seyfettin Efendi bu kategorinin galibi oldu.
En İyi Video Oyun Adayları
Beyond: Two Souls, Last Of Us, Metro: Last Light, Outlast, Walking Dead
***** geçtiğimiz sene oyun dünyası açısından oldukça hareketli geçti. Bir tarafta ömrünü tamamlayan emektar PS3 konsolunun son bombaları piyasaya düşerken, diğer yandan da yıllanmış seriler yeniden karşımıza çıktı. Örneğin Resident Evil serisi iki farklı macerayla oyun severleri selamladı. Bunlardan biri 20 saatin üzerinde oynanış süresine sahip olan ve aksiyon damarı iyiden iyiye kabaran serinin altıncı oyunuydu. Fakat asıl sürpriz, serinin köklere dönüş kıvamında değerlendirilebilecek Revelations oyunuydu. Bunlar dışında Silent Hill, irtifa kaybederek istikrarlı düşüşüne devam ederken, State Of Decay açık dünya zombi oyunu kavramını hayatımıza sokmayı başardı. Uykusuz gecelerimizin mimarı olan Amnesia: The Dark Descent’in devamı niteliğindeki Machine For Pig, beklentileri karşılayamadı! Slender, bağımsız korku oyunları arenasının enini genişletirken; The Day, karakter odaklı, online oynanabilen post apokaliptik bir içerik sunuyordu!
Yılın en büyük sürprizi hiç kuşkusuz Outlast oldu! Bağımsız bir oyundan beklenmeyecek detaylara ve oyuncuyu korkudan yorgun düşüren bir atmosfere sahip olan bu oyunun en büyük talihsizliği, Last Of Us ile aynı yıl içerisinde piyasaya sürülmüş olmasıydı! Oyun dünyasındaki genel eğilimleri revize eden Last Of Us ve başrolüne Ellen Page ile Willem Dafoe’yu taşıyan Beyond: Two Souls, kategorinin en güçlü isimleriydi. Geçtiğimiz yıl ipi göğüsleyen The Walking Dead’in 2. Sezonu, her ne kadar henüz ilk bölümü görücüye çıkarılmış olsa da Telltale usulü çarpıcılığından hiçbir şey yitirmemişti! Dimitry Glukhovsky’nin romanından video oyun olarak uyarlanan Metro serisinin yeni ferdi Last Light ise, bütün eksilerine rağmen, romanın atmosferini solutma konusunda sıkıntı çekmiyordu!
En iyi oyun kategorisinde ipi göğüsleyen isim pek de şaşırtıcı olmayacak biçimde Last Of Us oldu! Oyunseverlerin uzun süredir büyük bir merakla beklediği bu yeni post-apokaliptik macera, büyük beklentinin perdah ettiği risklere rağmen, oyun severlere vadettiği ne varsa tek tek sunmayı başardı. Oyun tarihinin en sevilen karakterleri arasında şimdiden yerini alan David ve Ellie ikilisi, bu zamana kadar anlatılmış en etkileyici kıyamet sonrası öykülerinden birinin baş köşesine kuruldular. Bize de, piyasaya çıktığı ilk günden itibaren efsane yaftası yapıştırılan bu oyunu zirveye yerleştirmek düştü!
En İyi Afiş Adayları
Baskın, Maniac, Texas Chainsaw 3D, Stoker, V/H/S/2
Korku/gerilim sinemasının en önemli kozlarından biri afişlerdir malumunuz. Seyirciyi kabusun içine çekmeyi hedefleyen bu pazarlama harikalarının, tüm bir filmin ön izlemesi olması sebebiyle, izleyici çekmesi oldukça normal. Bu yıl da afiş kategorisi her yıl olduğu gibi güçlü isimlere sahiptir.
The Conjuring’in 70’ler atmosferini çağıran afişi, Stoker’ın ‘aile gerilimine’ kapı açan donuk tonlardaki afişi, V/H/S 2’nin göreni bağlayan minimal tasarım dehası ve tabi Maniac’ın iç bunaltan atmosferini yansıtan tedirginlik uyandıran görseli… Her birinin lezzeti ayrı olsa da Can Evrenol’un Baskın filminin 80′lerden kopup gelen doku zengini çizimlerinin kalbimizi fethetmesine şaşırmamak lazım! Baskın, sadece ülkemiz hudutları içerisinden kopup gelen bir korku gerilim çeşitlemesi için değil genel anlamda korku sineması adına bir zafer olarak nitelendirilebilirdi… Nitekim öyle de oldu!
Rotary.. because we dont need many liters to kick u'r ass..
bu iyi oldu tek tek indirmeye başladım
The Wolf of Wall Street
1080P torrent varmı acaba
Tam bunu önermek için girdim süper ötesi beyler izleyin kaçırmayınhehe biliyorum , inception ada görsel olarak bayıldım ama konu olarak yordu biraz beni. Dün Prisoners ı izledim.Deyim yerindeyse uzun zamandır bu kadar uzun süreli bir film izleyip sıkılmadım.Tam sevdiğim tarz yagmurlu kasvetli amerikan havası , kaçırılan 2 küçük kız , katilin peşinde bir dedektif ve kızlarını bulmaya çalışan bir baba.Oyunculuklar atmosfer muhteşemdi... İmdb 8.1 almış izlemeyen varsa bu tür seviyorsa hiç kaçırmasın
SAPANCA AUTO CLUB
CRM PERFORMANCE
#eksikpazar
yahu bütün siteleri araştırdım wolf of wall street filminin adam gibi 720p sini türkçe altyazılı bulabilen varmı? Torrent morrent alayına baktım. Güzel kalite bulamadım bi el atın
ben bi tane buldum 720p yazıyo 4,5GB ama bence 144p alt yazı gayet uyumlu
ama böyle bi filmi ..iç etmek istemiyorum onun için izlemedim 1080p bekliycem
Yiğit antalyaya yolun düşerse çantandan ziyade hdd'ni getir yavrum. Ben işten güçten indirmeye yetişemiyorum sendekileri alam
Dört tekerlekle uçar gider kelebek gibi
Otobanlarda açar renk renktir çiçek gibi
Güzel havada var mı onunla gezmek gibi
Ayağı yerden kesen güzellik otomobil
Broken city fena değildi 7/10 oyuncu kadrosu hatırına.
wolf of wall street,izledigime pişman oldugum film,yalnız prısoners çok güzel film polisiye ve gizem sevenler kaçırmasın,sonu çok güzel bitiyor,,
sivil cephe,,Jason Statham oynuyor,
geçit yok
Kvinden i buret,kafesteki kadın
daha düşmedi.Düştüğü zaman ana sayfaya gelir zaten .. thor dan sonra o gelicek sanırsam.
https://publichd.se/index.php
burdan takip edebilirsin
Rotary.. because we dont need many liters to kick u'r ass..
Yiğit antalyaya yolun düşerse çantandan ziyade hdd'ni getir yavrum. Ben işten güçten indirmeye yetişemiyorum sendekileri alam
yavru hdd de fazla tutamıyorum artık.Eskisi gibi arşiv yapmak ne yazikki zor.Belli başlı filmler var onları tutuyorum onlarda 1-2 tb zaten yer tutuyor... Yüzüklerin efendisi serisi mesela 1080p dts-hd 200 küsür Gb... Star wars tüm serisi 150 gb ... 1080p iyi bir rip tek film 20-25 gb arası nasıl tutcan.. Baktım 2. el bluray ler ucuz satılıyor olmadı bir bluray playr alıcam bluray olarak arşiv yapıcam.. Kanka oda sakat neden lan ben 2001-2010 arası bir dvd arşivi yaptım varımı yogumu dvd lere harcadım 3000 e yakın dvd im var evde bi boka yaramıyor artık görüntü kalitesi çöp... Annemin evinde kolilerde duruyor kadın hergün atıcam bunları bütün odayı kaplıyor diye arayıp duruyorAt da diyemiyorum kıyamıyorum gözbebeğim gibiydi ama napıcam onları ? E şimdi bluray biriktirsem 5 seneye kadar bluray de çöp olacak 4k çıktı şimdide.O yüzden en mantıklısı 2-3 efsane filmi arşivde tutucan gerisini sil gitsin.Zaten internet hızlı artık , yarın şu filmi izleyelim desen 1 gün önceden bırak download da inidiroyrsun.
Rotary.. because we dont need many liters to kick u'r ass..
bende prisoners'i pek sevmedim yaa
çok sesiz sakin bi film olmuş pek bi aksiyon yok gerilim yok
ama 2.5 saat izlendi gitti.
homefront kesinlikle izleyin başrol jason statham
ne lan bu yutup videosu gibi demeyin;
hergun ayni pahali gorsellerden biktiysaniz deneyin:
Toad Road (Official Trailer) - Artsploitation Films - YouTube
Experience is what you get when you don't get what you want.
Şu an 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 konuk)
Yetkileriniz
Alıntı
