19.06.2017:
Geçen haftaki yoğun gündemin ardından içeride ve dışarıda sakin bir haftaya başlıyoruz.
FED başkanlarının konuşmaları dışında gündemde önemli bir madde bulunmuyor.
FED başkanlarının konuşmaları ise FED'in geçen haftaki kararının teyidi açısından önemli.
USDTRY kurunda aşağıda 3.4750, yukarıda ise 3.5580 önemli. Bu aralığın kırıldığı yöne doğru sert bir hareket olacağı kanaatindeyiz.
Mali piyasaları rahatsız edebilecek her türlü haber ve gelişmeye rağmen finansal varlık fiyatları yükselmeye devam ediyor. Düşünün ki, birkaç sene önce, Amerikan Merkez Bankası (FED) faiz artırmak bir yana, faiz artırım sinyali dahi verse piyasalar dağılırdı! Aynı FED, geçen hafta faiz artırdı, beklentilerin aksine şahince bir duruş sergiledi, faiz artırmaya devam edeceğini vurguladı ve dahası bilanço küçültmek adına detaylı bir plan yayımladı. 1 günlük cılız bir piyasa yansımasının ardından mali piyasalar Cuma günü yeniden olumluya döndü. ABD'de DJ Sanayi endeksi yeni bir rekor daha kırdı. Faizi artan ABD Doları değer kaybetmeye devam etti. Buna sebep olarak da ABD Başkanı Trump hakkındaki soruşturma gösterildi. Ancak, aynı siyasi krizin borsayı niye etkilemediğine cevap yok. Benzer bir durumla İngiltere seçimlerinin hemen ardından karşı karşıya kalmıştık. Beklenmedik bir şekilde başgösteren koalisyon tablosu İngiliz Poundu'nda ciddi bir değer kaybına neden olurken İngiliz borsası aynı günü %1'e yakın bir artışla tamamlamıştı! Betimlemeye çalıştığımız ve adını da FED'in eski başkanı Greenspan'den aldığımız bu "irrasyonel coşku" ile ilgili temel olarak iki şey söyleyebiliriz. İlk olarak, kısa vadede mali piyasalar herşeye karşın çok güçlü kalmaya devam edebilir. İkincisi, orta ve uzun vadede piyasalarda büyük bir balon oluşuyor ve buna hazırlanmakta yarar var. Bunun için de herşeyden önce açıkta bulunan risklerin kapatılması ve kaldıraçlı işlemlerde daha güvenli oranlara inilmesinde fayda var.
Küresel mali piyasaların gündemi geçen hafta ne kadar yoğunduysa bu hafta da o derece sakin. Koca haftada üzerinde durabilecek tek bir kritik haber ya da beklenti yok. FED üyelerinin konuşmaları da olmasa gündemde bahsedecek birşey bulamayabiliriz. Ancak, gündemin sakin olacak olması piyasaların da sakin olacağı anlamına gelmiyor zira sakin dönemler risklerin de az olduğu dönemler olduğundan dolayı risk iştahı artıyor ve mali piyasalar da ağırlıklı olarak olumlu bir eğilim kaydediyor. Bu haftanın da özeti böyle olabilir. Cılız gündeme geri dönersek, FED'in oy hakkına sahip üyeleri New York Başkanı Dudley ile Chicago Başkanı Evans'ın bugünkü konuşmaları önemli olacak. Salı günü Başkan Yardımcısı Fischer ile Dallas Başkanı Kaplan; Cuma günü ise üye Powell'in konuşmaları yakından takip edilecek (sadece bu yıl oy hakkına sahip olan isimlerin takvimini çıkardık). Bu isimlerin konuşmaları şu açıdan önem arzediyor: FED'in şahince kararı ve tavrına rağmen mali piyasalar pek ikna olmuş degil zira başta enflasyon olmak üzere birçok ekonomik gösterge FED'in duruşunu teyit edemiyor. Bu isimlerin yapacağı konuşmalarda sunacakları tablo ya da detaylar piyasa oyuncularının stratejileri üzerinde belirleyici bir rol oynayacak.
Küresel mali piyasalardaki iyimserlik Türkiye cephesine de aynen yansıyor.
Cuma günü sabah saatlerinde 3.53'lü seviyelerden işlem gören USDTRY kuru gecenin son anlarında 3.50 civarına kadar geri çekildi. Türk Lirası'nın sunduğu yüksek faiz, ya da getiri, risk iştahının canlı olduğu anlarda onu yatırımcıların en çok talep ettiği finansal enstrümanlardan biri haline getiriyor. Zaten, TL'deki değerlenmenin bizim saatimize göre akşam ya da gece olması da ilginin yurtdışı kaynaklı olduğunu gösteriyor. Yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatlarının rekor düzeye ulaşmış olması da bunu teyit ediyor. Madem ki bir üstteki paragrafta, sağlıklı olduğuna inanmasak da mali piyasaların bir müddet daha olumlu kalacağını söylediysek bunun TL ve TL cinsi yatırım araçları için de yinelemek gerekir. Bu noktada teknik analizin yardımına başvurmakta yarar görüyoruz. Öncelikle, USDTRY kurunun grafiği net bir şekilde gösteriyor ki, her tepe bir önceki tepenin altında oluşuyor. Bu şablon düşüş trendini destekliyor ve kuvvetlendiriyor. Bu bağlamda, USDTRY kuru 3.5580'in üzerine çıkmadıkça düşüş trendinin kırıldığını söyleyemeyiz. Yine teknik analize göre uzun vadeli görünüm açısından 200 günlük hareketli ortalama önemli bir göstergedir. Bu seviye yaklaşık olarak 3.4750 civarından geçiyor. Bu seviye aşağı yönde kırılmadıkça yeni bir düşüş dalgası da beklenmemelidir. Bu bağlamda, USDTRY kuru için yakın gelecekte 3.4750-3.5580 aralığını ön plana çıkarabiliriz.
Bu aralığın kırıldığı yöne doğru sert bir hareket olacağı kanaatindeyiz.
Küresel mali piyasaların ana görünümü aşağı yönlü ihtimalin daha kuvvetli olduğunu gösteriyor.
Türkiye, makro ekonomik anlamda önemli bir ikilem ile karşı karşıya...
TL'de sene başında kaydedilen büyük değer kaybını geri almak adına faizlerde sert bir artırıma gidildi. Gerçi bu adımda geç kalınması nedeniyle faizler de olması gereken teorik seviyenin daha da üzerine çekildi! Bu yolla TL desteklense de mevcut ortamda yüksek faizlerin şirketlerin finansallarında tahribat yaratma riski belirdi. 1 aylık mevduat faizinin %14-15 aralığında olduğu, rekabet gücü en yüksek şirketlerin
%15-16 aralığında, KOBİ'lerin ise %20'ye varan faiz oranları ile borçlandığı bir ortamda yatırım yapmanın fizibilitesi ciddi anlamda sorunlu. Bu da Türkiye'nin ekonomik potansiyelini olumsuz etkiliyor. Her ne kadar bu tablo şu ana kadar büyüme rakamlarını olumsuz etkilememiş gibi görünse de elimizdeki büyüme verilerinin maliye politikaları destekli olduğu unutulmamalı... Yani, vergi indirimleri ve teşvik politikalarına ilaveten KGF'nin de katkısı ile şu an yüksek manşet büyüme rakamı yakalayabiliyoruz. Ancak bu büyümenin tüketim kaynaklı olması ve yatırımlarda herhangi bir kıpırdanma olmamış olması uzun vade açısından riskli... Konu yüksek faizlerden açılmışken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hafta sonunda yaptığı konuşmaya dikkat çekmekte yarar görüyoruz. Faizlere müdahalenin devam edeceğini söyleyen Erdoğan "bazıları serbest piyasada müdahale mi olur diyecek. Biz öyle bir müdahale yaparı ki yatırımların önünü açarız" dedi. Bu konuşmada bahsi geçen müdahalenin ne olacağı hiç şüphesiz piyasaların bu haftaki gündemi içerisinde yer tutacak ve cevabı bulunmaya çalışılacak.