Yeni bir savas yaratilmak isteniyor. ***** amerikan ekonomisinin ayakta kalmasi icin savasmasi gerek.
Kisa vade de altina yarar,satis firsatlari geliyor...
Printable View
Yeni bir savas yaratilmak isteniyor. ***** amerikan ekonomisinin ayakta kalmasi icin savasmasi gerek.
Kisa vade de altina yarar,satis firsatlari geliyor...
145in üstüne yürür mü acaba altın? 140ken almıştım epeydir fırsat kolluyorum açıkçası satmak için :)
11.08.2017:
ABD ile K.Kore arasındaki atışmalarda dün sıra ABD'de idi. Trump'ın "açıklamalarım galiba yeterince sert değil" mealindeki sözleri küresel mali piyasaları kaydadeğer oranda bir satış baskısına maruz bıraktı.
Küresel mali piyasalardaki "riskten kaçınma" eğilimine karşın ABD Doları'nın değer kazanamaması düşük ÜFE enflasyonu nedeniyle olabilir.
Bugün ABD'de TSİ15.30'da açıklanacak TÜFE enflasyonu önemli olabilir.
USDTRY kurunda ilk etapta kritik seviye 3.5500. Bu seviye aşılırsa yükseliş ivme kazanabilir. Aksi durumda 3.50-3.55 bandındaki sıkışma sürecektir.
Haftanın son işlem gününe girerken K.Kore kaynaklı kaygıların tüm küresel mali piyasaları etkisi altına aldığını gözlemliyoruz. İki ülke liderinin karşılıklı sözlü atışmalarında dün söz sırası Amerikan Başkanı Trump'ta idi. Trump, K.Kore'ye yönelik olarak kullandığı "ABD'nin gazap ve öfkesi ile karşı karşıya kalacaklar" şeklindeki açıklamasının yeterince sert karşılamadığından şikayet ederek "K.Kore aklını başına alsın yoksa bu dünyada çok az ülkenin maruz kaldığı bir sıkıntı ile karşı karşıya kalacak"
dedi. Trump'ın söylemini daha da sertleştirmiş olması iki ülke arasındaki atışmaların sıcak bir temasa dönüşme ihtimalini artırdığından ötürü piyasa yansıması da sert oldu. Öncelikle, ABD S&P500 endeksinin dalga boyunu ölçen VIX endeksi (namı diğer korku endeksi) bir günde %40'ın üzerinde artış kaydederek bu yılın en yüksek seviyesi olan %16'yı bir kez daha test etti.
Aynı paralelde Amerikan hisse senedi endeksleri de bu yılın en yüksek günlük kayıplarını kaydetti. Yatırımcıların güvenli liman arayışı Amerikan tahvil faizlerini aşağı çekerken 10 yıllık tahvilin faizi %2.20 ile yaklaşık olarak son iki ayın en düşük düzeyine geriledi. Bu denklemde sadece döviz piyasası olması gerektiği gibi hareket etmedi. Normal şartlarda bu tarz bir güvenli liman arayışında Amerikan Doları'nın (USD) değer kazanması, gelişen ülke (EM) para birimlerinin de değer kaybetmesi gerekirdi. Ancak dün gece tam olarak böyle bir hareket göremedik. EM para birimleri sınırlı bir miktar değer kaybetse de USD'nin değer kazanmak bir yana değer kaybına maruz kaldığını gördük. Bu hareketi açıklamak pek kolay değil. Muhtemelen, beklentilerin altında kalan üretici fiyat enflasyonu bu tabloda belirleyici olmuştur.
Küresel mali mali piyasalardaki bu olumsuz hava Türkiye'ye de kaçınılmaz olarak sirayet etti. BİST100 endeksi günü %0.8 oranında düşüşle tamamladı.
Banka hisselerindeki düşüş ise endeks bazında %1.4 oldu. Bankalara yönelik olarak siyasi irade tarafından dile getirilen faiz indirimi şeklindeki taleplerin bu tabloda etkili olmuş olabileceğini düşünüyoruz. USDTRY kuru gün içerisinde 3.5300 civarına gevşese de akşam saatlerine doğru artan K.Kore kaygıları nedeniyle 3.5450'ye yükseldi. Yukarıda da belirttiğimiz üzere normal şartlarda TL'de daha fazla bir değer kaybı olması beklenebilirdi. Ancak, USD'nin küresel mânâda zayıf kalmasının bu eğilimde etkili olduğu kanaatindeyiz. Tahvil faizleri son günlerde işlem hacminin de kuruması sonucu sakin kaldı. 10 yıllık tahvilin bileşik faizi yaklaşık 2 baz puan yükselerek %10.79'a geldi. Bu tabloyu şimdilik sınırlı bir kâr realizasyonu şeklinde yorumlamak daha doğru olacaktır zira son dönemdeki olumlu havanın ardından dünkü satış baskısının neden olduğu kayıplar devede kulak ölçeğindeydi. Ancak, Kore gerginliğinin yüksek düzeyde kalmaya devam etmesi durumunda satış baskısının artış kaydedeceğini söylemek pek de yanlış olmayacaktır. Hele ki konu sıcak bir temasa dönerse tüm küresel mali piyasaların kaydadeğer bir olumsuzluğa bürünmesi kaçınılmaz olabilir zira olumlu hava ile alınan pozisyonlar rekor yüksek tutarlarda bulunuyor.
Mesela, Amerikan hisse senedi endekslerinde spekülatif nitelikteki uzun porsiyonların tarihi zirve seviyelerinde olduğunu not düşmekte yarar var.
Bugün küresel mali piyasalarda gelişmiş ülkelerde açıklanacak olan TÜFE enflasyon rakamları yakından takip edilecek. Öncelikle TSİ15:30'da ABD'de açıklanacak olan TÜFE enflasyon rakamının temel anlamda belirleyici olacağını belirtmek lazım. Düzenlenen anketlere göre Temmuz ayı rakamları ile birlikte yıllık manşet enflasyonunun %1.8; çekirdek enflasyonun ise
%1.7 olacağı tahmin ediliyor. Beklentilerin üzerinde bir gerçekleşme USD'yi olumlu etkileyecekken aksi bir tablo ise tersi yönde, USD'nin değer kaybetmesi şeklinde bir sonuca sebebiyet verebilir. Almanya'da TSİ09.00; Fransa'da ise TSİ09.45'te yayımlanacak enflasyon rakamlarının başta döviz piyasaları olmak üzere küresel piyasaların genelini etkileyeceği aşikâr.
ABD'de FED başkanlarının yapacakları konuşmalar da günün takip edilmesi beklenen diğer gündem maddelerini teşkil ediyor. Türkiye'de ise TSİ10.00'da açıklanacak olan Haziran ayı ödemeler dengesi istatistikleri izlenecek.
Anketlere göre cari işlemler açığının yaklaşık 4 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmesi bekleniyor.
Küresel mali piyasalarda Kore gerginliği sert bir satış baskısına neden oluyor. Dün Amerikan endekslerinde kaydedilen sert kayıpların ardından bu sabah Asya'ya da benzer bir tablo hâkim. Hong Kong gibi bazı ülke endekslerinde değer kaybının %2'ye yaklaştığını görüyoruz. Bu paralelde Türk mali piyasalarının da güne kayıplarla başlaması muhtemel. Gün içerisinde K.Kore ve ABD cephelerinden konuya ilişkin olarak gelecek yorum ve değerlendirmeler yakından izlenmelidir. Piyasa barometresi olarak VIX endeksi takip edilebilir. Amerikan TÜFE enflasyonu piyasalar açısından günün ikinci major gelişmesi olarak duruyor. USDTRY kurunda ilk olarak
3.5500 seviyesini takip etmekte yarar var. Bu seviye yukarı yönde aşılırsa hareket ivme kazababilir. Aksi durumda 3.50-3.55 bandındaki sıkışma bir süre daha korunabilir.
14.08.2017:
Amerikan Merkez Bankası'nın (FED) faizleri daha geç ve daha ufak oranda artırması, bilanço daraltılmasını daha bebek adımları ile yapması olumlu likidite koşullarının korunacağı anlamına geliyor. Cuma günü ABD'de açıklanan göreceli olarak zayıf TÜFE enflasyon rakamları bu eğilimi destekledi. Yıllık manşet TÜFE enflasyonunun %1.8'e çıkması beklenirken gerçekleşme %1.7 oldu. Çekirdek TÜFE'deki yıllık artış ise tahminlerin çok az altında gerçekleşerek %1.7'de kaldı. FED'in enflasyon hedefi %2. Ancak gerçekleşme uzun yıllardır bu hedefin altında. Hedefe oran olarak çok uzak olunmamasına karşın öncü göstergelerin yaklaşmak bir yana uzaklaşma şeklinde sinyaller vermesi dikkat çekiyor. Böyle olunca da FED'in şahinleşmesi zorlaşıyor. FED üyelerinden gelen yorumlar da bu durumu teyit ediyor. Çarşamba akşamı açıklanacak olan FED toplantı tutanaklarından bu kapsamdaki en taze görüşleri görebileceğiz. Ayrıca, ABD'de Salı günü açıklanacak perakende satışlar ile inşaat istatistikleri; Perşembe günü sanayi üretimi ve kapasite kullanımı; Cuma günü tüketici güveni yakından izlenebilir.
Son dönemin dünyada en kuvvetli para birimi Euro. Güçlenen ekonomik veriler nedeniyle Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) yakın bir gelecekte tahvil alım miktarını azaltması ve ultra-gevşek para politikalarından çıkmaya başlaması bekleniyor. ECB yetkililerinden gelen sinyaller de bu görüşlerle tutarlı.
Zaten Euro'da kaydedilen son dalga değerlenmenin ECB toplantısının ardından gelmesi de tesadüf değil. Ancak, Euro'daki hızlı değerlenmenin bölgedeki büyümeyi bir miktar da olsa sekteye uğratması ve enflasyonu sınırlaması kaçınılmaz. Bundan dolayı da ECB'nin piyasaların beklediği kadar hızlı bir çıkış (tapering) yapması mümkün değil kanaatindeyiz. Bu durum ECB Başkanı Draghi'nin 24-26 Ağustos'ta yapılacak Jackson Hall toplantılarındaki sunumunda ya da 7 Eylül tarihindeki para politikası toplantısında belli olacak. O tarihe kadar Euro Bölgesi'nde açıklanacak makro ekonomik veriler takip edilecek. Bu kapsamda Salı günü Almanya'da açıklanacak 2Ç dönemi GSYH büyümesi; Çarşamba günü Euro Bölgesi GSYH büyümesi; Perşembe ise Euro Bölgesi TÜFE enflasyonu yakından takip edilebilir. Güçlü veriler gelmesi EURUSD paritesinde 1.20'ye doğru bir harekete neden olabilir. Aksi durumda ise son dönemdeki yükselişin kâr realizasyonunu görürüz.
İngiltere malûm olduğu üzere AB'den ayrılmaya hazırlanıyor. Ayrılık 2019 yılı yaz başında gerçekleşecek. Ancak bunun nasıl olacağı hâlâ büyük soru işaretleri taşıyor. Bu durum para birimi üzerinde de baskı oluşturuyor. ABD Doları'nın zayıflığı nedeniyle İngiliz Poundu'nun Euro karşısındaki değerine bakmak daha doğru olacaktır. Bu kapsamda EURGBP paritesi geçen hafta 0.91 ile son on ayın en yüksek seviyesini gördü. Önümüzdeki orta ve uzun vadede Brexit koşullarının etkili olacağı aşikâr. Ancak kısa vadede makro ekonomik verileri izleyeceğiz. Bu çerçevede Salı günü açıklanacak enflasyon verileri; Çarşamba günü maaş artışları; Perşembe günü ise parakende satış rakamları yakından takip edilecek. Enflasyon yukarıda olmasına rağmen ücret artışlarının daha düşük olması İngiltere Merkez Bankası'nın faiz artırımına gitmesini engelliyor.
Türkiye cephesinde gündemde önemli bir veri bulunmuyor. Türk mali piyasalarının yurtdışı kaynaklı risk iştahına paralel olarak hareket ettiği aşikâr. Bunun yanısıra USDTRY kurunun 3.50-3.55 aralığında iyice sıkıştığını görüyoruz. Hatta, dalga boyu o derece kısaldı ki USDTRY kurunun bir aylık volatilitesi (ATM) geçen hafta %8'li rakamlar ile son üç yılın en düşük düzeyine geriledi. Bu sıkışmanın ardından çok sert bir hareket geleceği kuvvetle muhtemel olmakla birlikte bunun çok kısa sürede olma ihtimali zayıf. Hisse senedi piyasasında geçen hafta kaydedilen kar realizasyonu bütünüyle yurtdışı kaynaklı idi. Bu nedenle BİST100 endeksinin bu haftaki hareketi yurtdışına bağlı olacak. Oradaki tabloda ise K.Kore başta olmak üzere jeopolitik riskler belirleyici olacak. Tahvil faizleri cephesinde yön yukarı zira Hazine'nin yüksek borçlanma ihtiyacı faizlerin gerilemesine yapısal olarak engel oluyor. Neyse ki, ultra-gevşek likidite koşulları faizlerin çok fazla yukarı gitmesini engelliyor. Geçen hafta 10 yıllık tahvilin bileşik faizi %10.8'ler ile son haftaların en yüksek düzeyine ulaştı. Hazine'nin Salı günü düzenleyeceği 7 yıl vadeli tahvil ihracının faizler üzerinde pek de etkili olmayacağını öngörüyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün Antalya'da yaptığı konuşmada "Kılıçdaroğlu'nun cezaevindeki milletvekilinin işlediği suçla ilgili bağlantısı çıkarsa şaşırmayın" açıklaması ve buna ilave olarak "İçeriden değişik haberler alıyoruz, 'Çıktım çıktım, çıkamadım konuşacağım' diyor içerideki zat"
yorumları iç siyasi gündemin ısınabileceğine işaret ediyor. Ayrıca, yeni bir parti kurma hazırlıkları içinde olan Meral Akşener'in "parti kuruluşumuzu erkene almaya çalışıyoruz" açıklaması da iç siyasi gündemin ilk sıralarında yer alıyor. Bu açıklamaların gölgesinde erken seçim tartışmaları şu an itibariyle gündemin ilk sırasında yer almasa da uyum yasalarının tamamlanmasının beklendiği Ekim ayı sonu itibariyle gündemin ilk sıralarına tırmanabilir. Bu hususlar şu an itibariyle sadece yurtdışı kaynaklı gelişmelere tepki veren mali piyasalar açısından ilave bir hareketlilik kaynağı yaratabilir.
Piyasa gelismeleri acisindan guzel postlar ama su yorumcu arkadasin "1" gun beklenti yazmasini "4" gozle bekliyorum.
Olmaz mi? :)
Düşüş için öngörünüz var mı?
Ben bugun dolar aldim muhtemelen o yuzden :D
Bu sene altini katar krizi ve guney kore olayi yukseltti.
Bu iki olay olmasaydi altin bu kadar yukselmezdi.
Ozetle altin tekrar firlamasi icin savasiriz sizi uyelikden cikartiriz gibi kuresel bir haber gelmesi lazim.
Ha suda var ons boyleyken bizde dolar tirmanirsa altin ucar.
Ytd
Altın 147yi gördüğünde iş yoğunluğuna dalıp satışı kaçırdım kısmet artık bir daha ki 147+ ya :)
METRO holding de hissesi bulunan var mı?
Bugun onemli bir finans kurulusu dolar alimi yapti...
Borsa ise sacma yukseldi.
Merkez Bankası beklenti anketi sonucunu açıkladı. B sene sonu 3.73 olarak revize etti doları.
Kısacası şimd dolar alırsanız 4 ay gibi kısa bir zamanda %5 kazanabilirsiniz. tabi fikrimi sorarsanız bence bundan daha fazla kazanırsınız
ytd
Ben son birkez 48'leri zorliyacagimizi tahmin ediyorum ama bir turlu 52'yi guclu kiramadik...
Bantda sikistik. Bu kadar dar bantta sikismasi bizim gibi ulkeler icin iyi degil. 52-64 arasi gidip gelmesi daha guvenli olurdu...
son sayfalari okudumda pek bisey anlamadim su an 50 bin tl gibi bir parayi en iyi nasil degerlendirebilirim suan icin vade de duruyor fakat yilbasina kadar dolar yukselicek gibi duyumlar aliyorum sizin dusunceleriniz nelerdir?
3,51 seviyesinden dolar alınırmı ?
51'lerden ben olsam alirdim....
18.08.2017:
ABD'de Trump'ın güç kaybetmesi ve İspanya'da yaşanan terör eylemi nedeniyle mali piyasalar güne olumsuz bir eğilim ile başlıyor.
EURUSD paritesinde yukarı yönlü momentum kırıldı. ECB'nin rahatsızlığını resmi bir şekilde belirtmesi de bunu teyit ediyor. Ancak Trump riski düşüşü engelliyor.
USDTRY kurunun 3.50-3.55 bandındaki sıkışması sürüyor. Hisse senedi piyasasında ise bugün düşüş öngörüyoruz.
ABD Başkanı Trump iktidarının her geçen gün biraz daha zayıflıyor olması (dün de Ulusal Ekonomi Danışmanları Konseyi Başkanı ve FED Başkan adayı Gary Cohn'un istifa edebileceği söylentileri etkili oldu) ve Barselona'da yaşanan elim terör saldırısı nedeniyle küresel piyasalara olumsuz bir hava hâkim oldu. Amerikan borsa endeksleri %1.5 civarında kayıplar ile yılın en kötü günlerinden birini yaşarken VIX korku endeksi de bir gün içerisinde 11.5'ten 15.5'e sıçradı. Bu olumsuz tablonun bugün güne başlarken Asya endekslerine de yansıdığını gözlemliyoruz: Japon Nikkei endeksi %1.3'lük düşüş ile bölge piyasalarındaki olumsuz havayı yansıtıyor. Bu olumsuz tablonun gün boyunca korunacağını öngörüyoruz.
EURUSD paritesi soluksuz bir şekilde 1.19'lara doğru bir hareket kaydettikten sonra son günlerde 1.17'li seviyelere demir atmış durumda.
ABD'de açıklanan makro ekonomik verilerin son günlerde olumlu tarafta kalması; aynı sürede Avrupa verilerinin göreceli olarak daha zayıf kalmaları EURUSD paritesindeki yükseliş momentumunu kırmışa benziyor.
Ancak, ABD'de Trump riski nedeniyle trend tersine de dönemiyor. Bu nedenle de son günlerde kararsız bir tablo gözlemliyoruz. Dün bu denklemin içerisine yeni bir faktör daha dahil oldu: Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) son toplantı tutanaklarında üyelerin Euro'daki değerlenmeden rahatsız oldukları açık bir şekilde vurgulandı. Bu resmi açıklama sonrasında EURUSD paritesi 1.1660 ile son dört haftanın en düşük seviyesine geriledi. Ancak Trump riski nedeniyle sonra yeniden yönünü yukarı çevirdi. Garip bir şekilde EURUSD paritesinin Avrupa işlem saatlerinde düşüş kaydettiği, Amerikan saatlerinde ise yönünü yukarı çevirdiğini gözlemliyoruz. Son beş işlem gününün tamamında bu şekilde %1'lik bant içerisinde bir hareket gördük! Trump cephesinde yaşanan gelişmelerin sakinlemesi halinde EURUSD paritesinin yönünü aşağı çevireceği net olsa da Trump cephesinden gelecek haberlerin pek de sakinleşmeyeceği hissiyatı kuvvetli...
Türk Lirası (TRY) son günlerde göreceli olarak olumlu bir performans sergiliyor. Uzun bayram tatili ve öncesindeki yaz rehaveti nedeniyle yatırımcıların yüksek faiz avantajından yararlanma gayretleri dünkü işlemlerde USDTRY kurunu 3.51'lere kadar itti. Aslında uzun süredir dile getirdiğimiz 3.50-3.55 bandında kalmayı sürdürdüğümüzden ötürü şaşırtıcı bir hareket ile karşı karşıya değiliz. Yukarıda bahsettiğimiz nedenlerden ötürü bozulan küresel görünüm nedeniyle bu sabah 3.5250'den işlem geçtiğini görüyoruz. 3.50-3.55 bandının dışına çıkılması için önemli bir olay olması lazım. Bayram tatiline girerken bu bandın alt kısımına doğru bir hareket ihtimalini kuvvetli görüyoruz. Ancak, orta ve uzun vadede yönün yukarı olduğuna ilişkin görüşlerimizi ise aynen koruyoruz. BİST100 endeksinde iki gündür günlük değişim oranı %0. Salı günü gelen kuvvetli trend değişim sinyalinin ardından yaşanan bu hareketi kararsızlık sinyali olarak almak gerek. Ancak, bozulan risk iştahı nedeniyle bugünkü işlemlerde düşüş bekliyoruz. Belki bu hareket geniş çaplı bir kâr realizasyonu eğilimini de tetikleyebilir.
Türkiye'de siyasal gelişmelerin odaklandığı esas nokta kademeli bir şekilde seçimlerin erkene çekilip çekilmeyeceği noktasına kayıyor. Muhalefet cephesinden gelen açıklamalar, hatta aksiyonlar, erken seçim ihtimalinin kuvvetli olduğuna işaret ediyor. Hükümet cephesinde ise basına yansıyan haberlere bakınca kararsız bir tablo hakim. Bu husus bugün olmamakla birlikte sonbaharda gündemin ilk sıralarına yerleşebilir. Özellikle de uyum yasalarının tamamlanmasının beklendiği Ekim ayı sonundan itibaren...
Türkiye'nin yeniden seçim sürecine girmesinin mali piyasalarda olumsuz bir etki doğuracağı aşikâr. Birkaç gün gündemin ilk sıralarında yer alan ve piyasa görünümünü de olumsuz etkileyen CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun tutuklanması dedikodularını da finansal piyasa yansıması olarak aynı kategoride değerlendirmekte yarar var. Siyasal gelişmelerin yanısıra bölgesel jeopolitik riskler de mali piyasaların radarında yer alıyor.
Suriye'nin kuzeyinde yaşananlar, özellikle de İdlip'teki gelişmeler yakın gelecekte piyasalarca izlenmeye devam edilecek.
Bugün mali piyasaların veri gündemi oldukça sakin. TSİ17.00'de ABD'de açıklanacak olan Michigan tüketici güveni dışında önemli bir veri yok.
ABD'deki siyasal gelişmeler izlenmeye devam edilecek. Trump ekibinde yeni bir istifa olup olmayacağı takip edilecek. Mali piyasalara satış baskısının hakim olmasını beklediğimiz günde temkinli ve tedbirli bir duruş geliştirmenin faydalı olacağı kanaatindeyiz.
21.08.2017:
Trump ve K.Kore riskleri nedeniyle küresel mali piyasaların geneline satış baskısı hakim.
24-26 Ağustos tarihlerinde yapılacak olan Jackson Hall toplantılarında ECB Başkanı Draghi ile FED Başkanı Yellen'in konuşmaları yakından takip edilecek.
Türk mali piyasaları dünyadaki ultra-gevşek likidite koşulları ve TL'nin sunduğu yüksek faiz nedeniyle küresel risklere şimdilik suskun!
Küresel mali piyasalar, ABD Başkanı Trump'ın ekonominin yolunda gitmesi için gereken kritik yasaları geçiremeyeceği endişeleri ile olumsuz bir eğilim kaydediyor. Trump'ın aşırı sağcı terör eylemleri sonrasında kendi parti üyeleri ile de görüş ayrılığına düşmesi siyasi kariyerinin devamına ilişkin kaygıları ön plana çıkardı. Her ne kadar Beyaz Saray'ın en çok tartışılan ismi Baş Stratejist Bannon'u Cuma günü görevden alsa da Trump üzerindeki tartışmalar daha uzun süre korunacağa benziyor. K.Kore gerginliği de bu havayı destekliyor. ABD ile G.Kore'nin ortak bir askeri tatbikata başladıklarını not düşmekte yarar var. Bu kapsamda ABD hisse senedi endeksleri yaklaşık olarak bir ayın en düşük seviyesinden işlem görüyor. Kısa bir süre önce tek hanelere demir atarak son yılların en düşük seviyelerini test eden korku göstergesi olarak adlandırılan VIX endeksi bu olaylarla birlikte 15 seviyesi civarına sıçradı. Risklere karşı korunma araçları olarak adledilen Altın ve Amerikan tahvilleri de alıcılı bir tablo sunuyor. Bunlarla birlikte, mali piyasalarda büyük çaplı bir satış dalgasının da olmadığını belirtmek lazım zira FED üyelerinin son toplantılarında da belirttikleri üzere ultra-gevşek likidite koşulları risk iştahının azalmasını engelliyor. Zaten gelişmekte olan ülke piyasalarının Trump ve K.Kore kaynaklı risklere karşın tabiri caizse taş gibi kuvvetli kalmalarını da bu faktörle açıklayabiliriz.
Siyasal ve jeopolitik riskler bir süredir dikkatleri makro ekonomik gelişmelerden alıkoymuştu. Ancak, bu hafta, 24-26 Ağustos tarihlerinde yapılacak olan Jackson Hall toplantıları ile dikkatlerin yeniden ekonomik gündeme ve merkez bankalarına çevrilebileceğini tahmin ediyoruz. Yılda bir kez düzenlenen bu toplantılar esas itibariyle FED başkanlarının para politikası üzerindeki yorum ve değerlendirmelerine ev sahipliği yapsa da kıta dışındaki diğer merkez bankacılara da konuşma imkânı sunmasından dolayı önemli bir gündem maddesi haline geliyor. Bu yılki toplantıların baş gündemini Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Draghi'nin teşkil etmesi bekleniyordu. Mevcut ultra-gevşek para politikalarından çıkmaya hazırlanan ECB'nin bu süreçteki duruşunu ve atacağı olası adımları duymayı düşünen mali piyasalar Draghi'nin konuşmasını gündemin ilk sıralarına yazmıştı.
Ancak, geçen hafta açıklamalarda bulunan ECB yetkilileri Başkan Draghi'nin para politikasına ilişkin major bir değişiklik duyurusu yapmayacağını belirtti. Bununla birlikte son yıllarda Jackson Hall toplantılarına katılmayan Draghi'nin yapacağı konuşmanın önemli olacağı kanaatindeyiz. Bu arada Draghi'nin Jackson Hall toplantıları öncesinde Çarşamba günü yapacağı konuşmanın da önemli olabileceğini vurgulamakta yarar var.
Türk mali piyasaları dünyadaki gelişmelerden bağımsız olarak olumlu sayılabilecek bir eğilim kaydediyor. Cuma günü USDTRY kuru 3.5200 seviyesinin altına gerilerken BİST100 endeksi de dünya borsalarının geneline hâkim olan satışlara inat olarak %0.35 artış kaydetti. Likidite bolluğunun risk algılamalarını ne derece etkilediğine şahit oluyoruz!
Türkiye'nin sunduğu yüksek nominal faizin bu süreçte etkili olduğu da ayrı bir gerçek. Bu kapsamda uzun bayram tatili yaklaşırken USDTRY kurunun 3.50 seviyesini aşağı yönde test etme ihtimalini taşıdığını düşünüyoruz. Ancak, bu hareketin gerçek tablo ve mevcut risklerle uyuşmadığı kanaatindeyiz. Bu nedenle de USDTRY kurunda yaşanan düşüşlerin döviz ihtiyacı olan kurumlar açısından alım fırsatı sunduğunu öngörüyoruz. Risklere dönersek... Türkiye ile Almanya arasında yaşanan siyasi tansiyon her geçen gün biraz daha artıyor. Almanya'nın Gümrük Birliği anlaşmasının revizyonu ve Türkiye'ye yönelik maddi yardımlar ile ilgili adımlarına ilave olarak siyasi yaptırımlara hazırlandığı iddia ediliyor. Özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya'daki Türklere yönelik yaptığı seçimlere ilişkin çağrı sonrasında ilişkilerin biraz daha gerildiği belirtiliyor. İkinci olarak Suriye'nin kuzeyinde yaşanan gelişmeler Türkiye'nin kırmızı çizgilerini açık bir şekilde tehdit ediyor. PYD/YPG güçlerinin Afrin bölgesindeki güçlerini Akdeniz'e kadar genişletme imkanına yaklaşmaları önemli bir jeopolitik riske işaret ediyor. Dahası İdlip'teki gelişmeler de güvenlik riski taşıyor. Irak'ın kuzeyindeki Kürtlerin bağımsızlık referandumu adımları da cabası...
Bu haftanın iç taraftaki gündeminde Hazine'nin düzenleyeceği tahvil ihraçları önemli bir yer tutuyor. İç borçlanma stratejisi paralelinde piyasalardan yaklaşık 5.5 milyar TL borçlanmayı hedefleyen Hazine bugün 5 yıl vadeli sabit kuponlu yeni tahvil ihracı; yarın ise 10 yıl vadeli sabit kuponlu yeni tahvil ihracı ile 2 yıl vadeli gösterge tahvilin yeniden ihracını gerçekleştirecek. Halihazırda iç borç geri ödemesinin yaklaşık %145'i kadar borçlanan Hazine'nin bu oranın da üzerine çıkması ikincil piyasa faizleri üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturabilir. Bu haftanın gündeminde gerek Türkiye'de gerekse de dünyada çok önemli bir makro ekonomik veri bulunmuyor. Ayrıca yaz tatili nedeniyle de işlem hacminin düşük düzeyde kalması da bekleniyor. Bununla birlikte yurtdışı piyasalardaki temkinli ve tedirgin havanın korunacağını tahmin ediyoruz.
Bundan dolayı da risklerden olabildiğince uzak durmanın faydalı olacağı kanaatindeyiz.
Tl faizi iyidir su belirsizlikte...
dolar 3.4944 beylerrrrrr
istikrar geldi işte...
demiştim...
Alinasi seviyeler.... Ama 48 onemli.
22.08.2017:
Hazine'nin tahvil ihracına gelen güçlü talep Türk mali piyasalarında büyük bir iyimserliğe neden oldu.
Hazine'nin bugün düzenleyeceği iki ve on yıllık tahvil ihraçlarının da benzer bir piyasa yansımasına neden olacağını düşünüyoruz.
ABD Doları küresel bazda değer kaybediyor. Içerideki iyimserlikle birlikte USDTRY kuru 3.4750'ye kadar gerileyebilir.
Türk mali piyasaları dün beklenmedik bir şekilde iyimser bir görünüm kaydetti. Hem de yurtdışı mali piyasalardan belirgin bir şekilde olumlu ayrışarak. USDTRY kuru tahminlerimize paralel olarak 3.50 seviyesinin altına gerileyerek en düşük 3.49'lu rakamlarda dengelendi. BİST100 endeksi günü %1.3 oranında artarak tamamladı. 10 yıllık tahvilin bileşik faizi ise günü 14 baz puanlık düşüşle %10.63'ten tamamladı. Sıraladığımız bu üç kategorideki günlük değişim tutarları dünyada dünün en iyi performansları idi. Normalde bu tarz bir hareketin ardında somut mânâda önemli bir haber ya da gelişme olması gerekir. Ancak dünkü hareketi destekleyen bir haber yok. Üstelik Almanya ile yaşanan gerginliğin AB ilişkilerini olumsuz etkileme ihtimalini artıtdığı bir dönemden geçerken... Mesela, AB'nin Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Komiseri Hahn dün yaptığı açıklama ile Türkiye'nin müzakere eden aday ülke statüsünden yılsonunda düşürülebileceğini açıkladı. Normal şartlarda bu tarz bir habere olumsuz tepki vermesi gereken mali piyasalar aksine günü etkileyici derecede olumlu bir performans ile tamamladı. Acaba buna ne sebep olmuş olabilir?
Akla gelen ilk makul sebep Hazine'nin düzenlediği beş yıl vadeli tahvil ihracına gelen güçlü talep idi. Hazine bu bağlamda piyasalardan toplamda
3.1 milyar TL borçlandı. Aylık borçlanma stratejisi çerçevesinde bu hafta düzenleyeceği üç tahvil ihracında toplam piyasa borçlanmasını 5.5 milyar TL hedefleyen Hazine'nin tekinde hedefinin yarısından fazlasını karşılaması ve bunu yaparken de ikincil piyasa faizleri yükselmek bir yana belirgin bir şekilde düşmesi önemli... Demek ki, Türk tahvillerine yoğun bir ilgi var!
Bu ilginin arkasındaki temel neden Türkiye'nin sunduğu göreceli olarak yüksek faiz. Bununla birlikte, faizin yüksek olmasının temel nedeninin Türkiye'nin karşı karşıya olduğu riskler olduğunu düşündüğümüzde uzun zamandır dile getirdiğimiz sonuca varıyoruz: Küresel likidite bolluğu yatırımcıları riskleri görmekten alıkoyuyor. Hazine bugün de iki ve on yıl vadeli tahviller ihraç edecek. Dünkü ihraç ve ikincil piyasa faizlerinde yaşananlardan hareketle rahatla söyleyebiliriz ki bugünkü ihaleler de yoğun bir ilgiye namzet.
İkinci neden haftaya başlayacak olan uzun bayram tatili nedeniyle yatırımcıların TL'nin sunduğu yüksek faizden faydalanma arayışı... Zira, on günlük USDTRY kısa pozisyon yaklaşık 1 kuruşluk bir göreceli faiz getirisi sunuyor. Son günlerdeki bültenlerimizde bu hususa dikkat çekerek USDTRY kurunun 3.50 seviyesinin altına inebileceğine dikkat çekmiştik. Ancak bu hareketin kalıcı bir durum arzetmeyeceği yönündeki tahminlerimizle birlikte. Son olarak Türk şirketlerinin tatilde olmalarını neden gösterebiliriz. Bilindiği üzere bazı Türk şirketleri bugünlerde yaz tatili nedeniyle faaliyetlerine ara vermiş durumda. Diğerlerine ise bariz şekilde yaz rehaveti hakim. Döviz piyasasında uzunca bir süredir alıcı tek unsur ithalat ödemeleri ve döviz borçları nedeniyle şirketler kesimidir. Bu unsurların aktif bir şekilde yer almadığı piyasada yabancı yatırımcıların döviz satışları TL'yi değerlendirmiş olabilir. Hülasa, Türk mali piyasaları dünü etkileyici bir olumlu performans ile yurtdışından belirgin bir şekilde ayrışarak geçirdi.
Yüzyılın en büyük güneş tutulmasının gerçekleştiği dün küresel mali piyasaların sakin bir seyir izlediğine şahit olduk. Hisse senedi endekslerinde büyük oranlı bir değişim yaşanmadı. Avrupa endeksleri günü düşüşle tamamlarken Amerikan endekslerine sınırlı oranda yükselişler hakimdi. ABD Doları Trump'a ilişkin risklerden ötürü dün de değer yitirdi ve Euro karşısında yine 1.18'li seviyelere geldi. Aslında Euro hemen hemen tüm para birimleri karşısında değer kazanıyor (TL hariç!). Mesela, EURGBP paritesi dün 0.9160 ile son on ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) normalleşme adımlarına başlayacağına ilişkin kuvvetli beklentilerin bu eğilimde etkili olduğunu gözlemliyoruz. Bu kapsamda ECB Başkanı Draghi'nin yarınki konuşması ile 24-26 Ağustos tarihlerinde yapılacak olan Jackson Hole toplantılarındaki sunumu yakından takip edilecek (bu arada dünkü bültenimizde teknolojinin kurbanı olarak Hole kısmı Hall okarak otomatik düzeltmeye maruz kalmış, özür dileriz).
Bugünlerde makro ekonomik veri akışı oldukça zayıf olduğundan ötürü piyasa yansıması da olmuyor. Bugünün sakin gündeminde TSİ12.00'de Almanya'da açıklanacak olan ZEW tüketici güven endeksini takip etmekte yarar görüyoruz.
Asya piyasaları güne hafif olumlu bir seyirle başlıyor. Tatil rehaveti nedeniyle yurtdışı mali piyasalarda büyük bir hareket beklenmemeli. Zaten veri gündemi de sakin. Ancak hafta sonuna doğru Jackson Hole toplantılarında havanın ısınacağını not düşmekte yarar var. İçeride Hazine'nin ihaleleri var. Dünkü tablonun tekrarlanma ihtimali kuvvetli. Bu bağlamda USDTRY kuru daha da gerileyebilir. Teknik olarak Haziran ayı ortasında görülen 3.4750 hedeflenebilir. Ancak, daha önce de belirttiğimiz üzere bu seviyeler döviz ihtiyaçlarının (mevcut ve yakın gelecekteki) karşılanması için uygun görünüyor. AB ya da Almanya cephesinden gelen açıklamaları önemsiyor olsak da mali piyasalar 25 Eylül'deki Almanya seçimleri öncesi siyasi oyunlar olarak düşünüyor. Bu nedenle de pek bir tepki vermiyor. Döviz kurundaki düşüşe paralel olarak hisse senedi ve tahvil cephesi de günü iyimserlikle geçirebilir.
Pek bir sey fark etmeyecek,ben alirdim.
Onemli olan 4750-48'i kirmak. O zaman biraz daha gevser yoksa tekrar 52'lere yurur...
dolar için alım vakti. :)
alın alın da yükselsin geri :D 3.52 abandıydım ben. sonra iş güç boşladım kaldı öyle.
Parite etkisi... 48-52 arasi maliyet guzel.
Ben aldım... 3.48 ...
Bu arada (Mahfi Eğilmez'in sitesinden alıntıdır)
Ülke
MB Faizi
Brezilya
9,25
Endonezya
4,75
Hindistan
6,00
G. Afrika
6,75
Türkiye
11,98
Orta-Küçük işletmeler , orta ve küçük ölçekli bankalardan %20 ve üzeri maliyet ile kredi kullanabiliyor... :o
tahmini doların yükselme dönemi nedir ? bir iki hafta içerisinde tekrar yükselir mi acaba 3,5xx civarlarına ?
3 Gündür takıp ediorum 3.52- 3.502 arası geziyordu bi miktar aldım az önce bakayım dedim 3.47 olmus gene aldım, 30 bin kadarda tl faizde bende kolluyorum suan için dolar ön planda tl yi yatırmak mantıklı geliyor
25.08.2017:
Likidite bolluğu ve ucuzluğu küresel mali piyasalarda temkinli iyimserliğe neden olurken Trump belirsizliği ABD Doları üzerinde baskı unsuru yaratıyor.
Bugün dikkatler Jackson Hole toplantıları üzerinde olacak. FED Başkanı Yellen'in TSİ17:00, ECB Başkanı Draghi'nin ise TSİ21:00'de başlayacak sunumları önemli.
USDTRY kurundaki düşüş dün 3.4750 direncine takıldı. Kurun yakın gelecekteki seyri bu seviyenin kırılıp kırılmamasına bağlı olacak.
Küresel mali piyasaların genel görünümü sakin ancak "temkinli iyimser"
olmaya devam ediyor. Ultra-gevşek likidite koşullarının korunacağına ilişkin kuvvetli inanışlar yatırımcıları getiri peşinde koşmaya sevkedince riskler de ikinci plana itiliyor. Bu "irrasyonel coşkunun" sonucu da mali piyasalarda her gün yeni bir rekorun kırılması şeklinde vuku buluyor. Dün de gelişmiş ülke borsalarında yeni zirveler test edildi. Ancak, ABD piyasalarında az da olsa Trump tedirginliği hissediliyor. ABD Başkanı Trump'ın bizatihi varlığı mali piyasa oyuncuları açısından sorun olmaya devam ediyor. Şimdiki konu ise ABD'nin borçlanma tavanına çarpıp "hükümetin kapanma" riski. Amerikan Kongresi'nin karar alıp da borçlanma limitini artıramaması durumunda Eylül sonu gibi ABD'de aciliyet arzeden durumlar dışında kamu faaliyetlerinin durma ihtimali belirecek. Dün açıklamalarda bulunan uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, "borç tavanı"
sorununun aşılamamasının ABD açısından not indirim riskini taşıdığını vurguladı. Bu da ABD Doları (USD) üzerinde baskı yaratan yeni bir unsur oldu. Trump kaynaklı siyasal risklerin olmaması durumunda USD'nin değerinde anlamlı bir düzeltme yaşanması olası idi. Ancak bu risk o kadar büyük ki USD'nin değerini sürekli olarak baskılıyor.
Hatırlanacağı üzere EURUSD paritesindeki yukarı yönlü hareket ve küresel mali piyasalardaki iyimselik Fransa'da Macron'un seçildiği Nisan ayı sonu itibariyle başlamıştı. AB ve piyasa destekçisi olan Macron'un seçilmesi doğal olarak olumlu bir durum arzediyordu. AB'nin dağılma korkusunu ortadan kaldıran bu sonuç tüketici ve üretici güveninde iyimserliğe yol açarak ekonomik toparlanmanın ivme kazanmasına da yardımcı olmuştu. Bu durum hâlâ geçerli olsa da Macron'un kısa sürede solan popülaritesi yakın gelecek açısından riskler teşkil edebilir. IFOP'un anketine göre Fransa'nın son dört cumhurbaşkanlarının ilk 100 günlük performanslarına göre Macron %36 ile son sırada yer alıyor. Mesela siyasi hayatı skandallarla dolu olan Sarkozy'nin bu ölçüm ile başarı oranı %64 imiş! Piyasalar şu an itibariyle bu tabloyu çok konuşmuyor ve fiyatlamıyor zira Birlik'in en büyük ekonomisi olan Almanya'da herşey yolunda; üçüncü büyük ekonomisi olan İtalya'daki bankacılık krizinden bu aralar pek fazla duman tütmüyor. Daha da önemlisi Okyanus'un öte yanında ciddi bir siyasi kriz yaşanıyor. Ola ki, ABD'deki siyasal belirsizliklerde bir miktar azalma yaşanırsa EURUSD paritesinde aşağı yönde ciddi bir düzeltme ihtiyacı belirmiş durumda. Ancak bu ihtimalin gerçekleşmesi için gerekli olan Amerikan siyasetindeki normalleşme ne yazık ki ufukta görünmüyor.
Uzunca bir süredir merakla beklenen Jackson Hole toplantıları dün başladı.
FED Başkanı Yellen'in bugün TSİ17:00'de, ECB Başkanı Draghi'nin ise TSI21.00'de başlayacak konuşmaları günün gündem maddeleri arasında en üst sıralarda yer tutuyor. Bu konuşamaların mali piyasalar üzerinde ne tür bir etki doğuracağına ilişkin iki farklı görüş mevcut. Yorumların bir kısmında her iki başkanın da para politikası ile ilgili kuvvetli bir mesaj vermekten imtina edeceklerine işaret ediliyor. Belirsizliklerin olduça yüksek olduğu bir dönemde bu ihtimal kuvvetli. Mesela, Draghi, Çarşamba günkü sunumunda aynen bu paralelde davrandı. ECB'nin bir sonraki faiz toplantısının 7 Eylül gibi yakın bir gelecekte olacak olması da bu görüşleri destekliyor. Yellen tarafında durum daha da sorunlu zira Trump gibi büyük belirsizlikler yaratan bir lider dahi tek başına Yellen'in net mesajlar vermesine mani olabilir. Bu nedenle de finansal piyasaların düşündüğünün aksine Jackson Hole toplantılarının çok fazla bir hareketliliğe neden olmayacağı kanaatindeyiz. Ancak olur da sürpriz bir sonuç çıkar ve para politikasının geleceğine yönelik anlamlı bir yol haritası masanın üzerine konulursa bunun piyasa yansıması da sert olabilir. Hele ki, "örtülü 10 günlük" tatile giren Türk mali piyasalarında... Zira likiditenin oldukça kurumuş olması fiyatlarda sert dalga boyları yaratabilir.
Türkiye cephesinde her Perşembe TCMB'nin yayımladığı para ve banka istatistiklerini yakından takip ediyoruz. Bu istatistikler içerisinde ise döviz mevduat hacimleri uzunca bir süredir dikkatimizi çekiyor. Buna göre,
11-18 Ağustos tarihleri arasında bankalardaki toplam döviz mevduatı yaklaşık olarak 2 milyar dolar artmış. Bu eğilim, döviz kuru düşmeye başladığı Mart ayından bu yana geçerli. Detaya indiğimizde bu artışın 1.4 milyar doları yurtiçi yerleşik kurumlardan kaynaklanmış. Kısacası, şirketler 3.52-3.53 civarından yüklü miktarda dolar almışlar. Yurtiçinde yerleşik bankalar 0.4 milyar dolar, yurtdışında yerleşikler 0.4 milyar dolar, yurtdışındaki yerleşik bankalar ise aynı dönemde 0.2 milyar dolar almışlar. Benzer bu eğilimlerin aksine bireyler aynı dönemde 0.4 milyar dolar satmışlar. Bunu dikkatli yorumlamakta yarar var. Basit bir yaklaşımla bu tabloyu kurun yukarı gidememesi bireyleri bıktırmış şeklinde yorumlayabiliriz ki doğru da olabilir. Ancak, bir süredir bireysel müşterileri ile swaplı mevduat işlemine girmekten kaçınan bankaların bu tabloya neden olmuş olma ihtimalleri de var. Hülasa, yurtiçi yerleşiklerin döviz kurlarındaki düşüşe rağmen döviz mevduatlarını artırmaktan vazgeçmediklerini söyleyebiliriz.
USDTRY kuru dün 3.4750 seviyesini aşağı yönde test ederek son iki ayın en düşük düzeyini gördü. Haziran ayı ortasında da görülen bu seviyenin altı teknik olarak boş! Dünkü işlemlerde bu seviyeden yukarı yönde tepki hareketi yaşandı ve bu satırları yazdığımız dakikalarda USDTRY kuru 3.4870 seviyesinden işlem görüyordu. Dün benzer bir geri dönüş hisse senedi piyasasında da kaydedildi. Günün ilk yarısında %1'in üzerinde bir kazançla 110binli seviyelerden işlem gören BİST100 endeksi günün ikinci yarısında kazançlarının büyük bir kısmını geri vererek günü sadece %0.18 oranında bir yükselişle tamamlayabildi. Tahvil cephesi ise uzunca bir süredir sakin kalmaya devam ediyor. Bizim genel görüşümüz Türk mali piyasalarındaki iyimserliğin genel risk tablosu ile tutarsızlıklar arzettiği yönünde...
Ancak, küresel likidite bolluğunun sürüyor olması ise TL'nin sunduğu yüksek faiz oranı ile birleşince böyle bir tabloyu da kaçınılmaz kılıyor. Bu eğilim bir müddet daha korunabilir. Bununla birlikte, fiyatlamaların denge seviyesinden çok fazla uzaklaşmasının her zaman büyük kırılganlıklara neden olduğunu da not düşmekte yarar var. Bugünün veri gündeminde Almanya'da TSİ09:00'da Almanya GSYH büyümesi ile TSİ11:00 IFO iş alemi güven endeksi; ABD'de TSİ15:30'da dayanıklı tüketim malı siparişleri; TSİ14:30'da ise Türkiye'de kapasite kullanım verisi açıklanacak.